AKP iktidarı, geldiği günden bu yana Cumhuriyet tarihimizde rastlanmayan en büyük dışlama, inkâr ve nefret politikasını uyguladı.
Laik, demokratik, sosyal ve hukuk devletiyle olan mücadelesini sürdürebilmek, demokrasi rejimini değiştirmek, modernizeye karşı olduğunu göstermek adına emperyalizme hizmet eden “siyasal İslam’ın” en bariz politikası olan “böl-yönet” siyasetini pervasızca sürdürdü.
Toplumu bölmek, farklılıkları körüklemek, düşünen yurttaş yerine, biat eden kul yaratmak anlayışı, 20 yıl boyunca başta Alevileri, Kürtleri, devrimcileri, sosyalistleri, Kemalistleri kısaca “özgürce düşünen ve iktidarı sorgulayan her kişiyi” dışladı, ötekileştirdi ve diğerine düşmanlaştırdı.
***
Aslında “siyasal İslam” toplumsal dayanışmayı, şeffaflaşmayı ve barışı istemez! Çünkü İslam inancının en bariz özelliği olan “Allah ile kulun arasına kimse giremez” emrine karşı çıkar. Kişisel inançları yok sayarak, Müslümanlığı toplumu yönetme adına siyasetin baskısı haline getirmeyi hedefler.
Nitekim 20 yıldır AKP, İslam’ın gerçeğine ters düşen, inananları kullanan, toplumu aldatan açıklamalarla siyasi varlığını sürdürmektedir! İslam’ın en önemli şartı günah işlememektir… Oysa AKP iktidarında; hırsızlık, rüşvet, kul hakkı yemek, çocuklara tasallut etmek gibi, günahların işlenmesi olağanlaşmıştır.
Tarikatlar koalisyonun oluşturduğu iklimde, “babalar kızlarına şehvetle bakabilir” gibi din ve ahlâk dışı söz ve eylemlere ses çıkarılmamış, insanların yaşam biçimine karışmak hak olarak görülmüştür.
***
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu vahim duruma karşı çıkan, dışlanan farklılıkların aslında en temel insan hakkının yok edilmesi demek olduğunu gören; Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Alevi Kültür Dernekleri (AKD) ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinin (PSAKD) organize ettiği, iki gün süren “Cumhuriyetin İkinci Yüz Yılı İçin Aleviler Bugünü ve Geleceği Tartışıyor” çalış tayını gerçekleştirdiler.
17-18 Eylül 2022 de Hacıbektaş ilçesinde gerçekleşen çalış tayda, çok önemli kararlar alındı!
***
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Alevi kurumlarının asli muhataplığını yok sayarak, önce Hüseyin Gazi Cem evi’ni, ardından da Hacıbektaş Veli Dergâhı’nı ziyaret ederek yaklaşan seçim öncesi “yapay bir Alevi açılımı” görüntüsü vermesini kabul etmeyen Aleviler, böyle bir çalıştayın düzenlenmesinin en etkili eylem olacağında birleştiler.
Gerek “çalıştayı düzenleyenler”, gerekse bu çalışmaya katılarak Alevi örgütlenmesinin dayanışması ve gücünü gösteren örgütler, iktidarın, Alevi camiasını dışlama politikasına karşı net bir cevap verdiler.
***
Erdoğan’ın İstanbul konuşmasında; kendi anlayışı dışındaki Alevileri “sapkınlıkla” ve “insan bile olmamakla” itham etmesi, özünde Alevileri yurttaş olarak kabul etmediğini ve toplumun diğer kesimleriyle daha da düşmanlaşmasını arzu ettiğini göstermektedir! Yapılan bu ifşaat; Alevi toplumunun AKP’nin temsil ettiği bu anlayışa karşı süregelen kaygılarında ne denli haklı olduklarını daha da pekiştirmiştir.
Alevi toplumunu, İçişleri ve Kültür bakanlıkları eliyle “çıkar sağlama” yöntemiyle biat ettirmeyi hedefleyen uygulamalar, AKP iktidarının Alevilere karşı beslediği çirkin düşüncelerinin dışa vurumudur! “Biat etmezseniz can ve mal güvenliğiniz kalmaz” tehditleri, Alevileri demokrasi dışı uygulama yapanlara karşı daha da birleştirmektedir.
***
Daha önce de Alevi çalış tayları yapıldı. Bu kez yapılan çalışma hem katılım hem de sonuç bildirisinin içeriği açısından çok önemli…
Mutlaka okunmalı, hatta Türkiye’nin aydınlık geleceği adına ezberlenmeli! Bildirgede sadece Alevi sorunu değil, başta demokrasi, insan hakları, bağımsız yargı, üreten ekonomi, adil paylaşım ve Kürt sorununa varıncaya kadar Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşların dertlerinden, iç ve dış politikadaki yanlışlara, çözüm önerilerinden uygulayacak kadroların niteliğine kadar, geniş bir yelpazeyi kapsayan bir manifesto oluşturulmuş. Ülke için geçmişten geleceğe gidiş yolu belirlenmiş!
***
Alevi Bektaşi Federasyonu İkinci Başkanı Hasan Karakaya, “Sonuç Bildirgesi’nin” özetini net şekilde ortaya koyuyor. Karakaya diyor ki:
Bu bildirge; yurttaşlığı, Alevi ve tüm farklı kimliklerin tanınmasını istiyor.
Eşitliği, farklılıkların aynı haklara sahip eşit insanlar olmasını hedefliyor.
Laikliği, demokrasi, hak ve özgürlükler, bağımsız yargı, adil paylaşım, can ve mal güvenliği ve barışa ulaşmanın tek yolu olduğunun altını çiziyor.
***
Alevi /Bektaşi inancı ve felsefesi, bu ülkenin en kadim kültürüdür. Anadolu Aleviliği, İslam’ın insanlaştırılmasıdır! Alevilik; dünya insanlığının barış içinde mutlu yaşayabilmesi için gerekli tüm insani ilkelerin var olduğu bir inanç ve anlayıştır.
Aleviler tek tipleşen, biat eden, kul olmak isteyen anlayışa karşıdır. Çok kimlikli, çok kültürlü, bağımsız ve eşit yurttaşlardan kurulu bir ülke özlemindedir. Bu nedenle Cem evlerinde Hazreti Ali, Hacı Bektaşi Veli ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün resimleri yan yana ayrılmaz bir biçimde sergilenir!
***
Ön yargılarla beslenen nefret ve ayırımcılık suçunu pervasızca işleyenler, başta AKP’liler olmak üzere, farklılıklara düşman gözüyle bakanlar, biraz durup düşünseler ve Alevi/Bektaşileri tanısalar Türkiye, dünyada refah ve barış ülkesi olur! Bu çalış tayı düzenleyenleri içtenlikle kutluyorum…