Ağbaba seçim sonuçlarını da değerlendirerek , “Maalesef seçimden önce söylediklerimiz gerçek çıktı. Bizim partimize daha önce oy veren kardeşlerimiz, HDP’ye oy verirlerse ‘biz ikinci milletvekilini çıkaramayız, AKP milletvekili çıkarır ’dedik. Dediklerimiz gerçekleşti. HDP’ nin oyu AKP’nin milletvekili çıkarmasını sağladı. Biz üzerimize düşeni yaptık. Gece demedik, gündüz demedik, birlikte çalıştık. Herkesten çok çalıştık. Ama halkın takdiri bu şekildeymiş. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da mücadeleye devam edeceğiz. Çalışmaya devam edeceğiz.”Demiş.
B u seçim Türkiye Cumhuriyetinin var olma ile yok olma tehlikesini belirleyen duruma getirilen bir seçim oldu.
HDP olaya böyle baktı ve önemli olan CHP MHP ya da HDP nin var olması büyümesi değil, Türkiye nin var olması ve büyümesi demokratikleşmesi diyerek yola çıktı.
Türkiye yi karanlık mezralara çekmeye bölmeye ve parçalamaya yönelik diktatörlük heveslilerinin heveslerini kursaklarında bırakmak için kendisini de risk ederek yüzde on gibi ucube bir seçim yasasına rağmen parti olarak seçime girme kararı aldı.
Ve 7 Haziran da %13 gibi düşünülenden de fazla oy alarak “ onu başkan yapmadılar “
Bu anlamda HDP ne verilen her oy çok değerli idi ve ülkenin demokratikleşmesine çığır açmaktaydı ve nitekim diktatörlüğü yok edcek sonra da demokratik Türkiye yaratılacak.
Şayet böyle olmasa idi varsayalım HDP Malatya da bu kadar oy almazsa ve barajı aşmasa idi vesile ile yine var sayalım buradan 2. Milletvekili de çıksa idi CHP de Türkiye de 140 ya da atıyorum mümkün değil ama 150 vekil çıkarmış olsa idi ne olurdu? Ne değişirdi? Veli ağbaba
Bakın ne olurdu? Öyle bir seçim sonucu ile karşılaşmış olsaydık AKP şuan 258 milletvekili var mı var.
HDP barajı aşmasa idi başta bölge milletvekilleri olmak üzere en az 55 milletvekili daha AKP hanesine yazılacak mıydı evet ve AKP Mecliste 258 + 55= 313 milletvekili ile temsil hakkını elde edecek miydi?.
Edecekti.
Durum böyle olsa idi düşünmek bile istemiyorum da Türkiye ve o başkan olmak isteyen zatı muhterem başkanlığını garantilemiş hali ile şu an nasıl bir hava da olacak veli ve onun gibi düşünenler onun karşısında nasıl sus pus olacaklardı gerçekten çok merak ediyorum.
Şayet sonuçlar öyle bitse idi CHP ve MHP bu günkü gibi rahat ve üstelikte koalisyon arz ve talepleri olacak olabilecek miydi?
Hiç utanmadan %25 le bile tek başlarına azınlıkta olsa iktidar olma talepleri olacak mıydı?.
Olabilecek miydi?. Daha doğrusu CHP ve MHP gibi partiler ne durumda olacaktı?
Parti içinde yükselen seslerle gitmekle gelmek arasında dolaşıp duracak bu nedenle de uykuları kaçacak mıydı?
Zatı muhterem demiş ki “ HDP ye oy verirlerse biz ikinci milletvekilini çıkaramayız AKP milletvekili çıkarır “
Ey zati muhterem Hulusi porgalıyı da işte bu anlayış içerisinde meydana çektiniz ve partinin ekonomik masraflarının büyük bölümünü üzerine yükleyerek seçim e soktunuz. Malatya da 2. Milletvekili çıkaramayacağınızı siz de biliyordunuz.
Çünkü parti olarak siyaset üretmeyen tabanının sesini dinlemeyen ideolojisi olmayan ilkesi ve kararlılığı olmayan partiler her zaman çökmeye zaman içerisinde de yok olmaya mahkûmdur ve O tür partiler şu an öyle bir süreçte geçmektedir.
Düşünün ki belki Malatya da bir milletvekili çıkarmak istenerek tabii burada ne kadar samimi çok fazla inanmıyorum ya ülkeyi ateşe atmaya bile razı gibi görünen anlayış ile “ HDP ye oy verenler kalanşifkofa jarjör olur “ diyen gerici kafatasçı, zihniyet arasında ne fark var Allah aşkına…
Bu hafta Meclis HDP nin çok başarılı çalışmaları Türkiye partisi olma gayreti içerisinde yoğunlaşması sayesinde dört partinin katılımı ile açılacak.
Bir zamanlar “ başkan “ olmak için kendini yırtanlar ettiği namus şeref yeminini bile bir kenara bırakarak meydanlarda dolaşanlar bu gün ortaya çıkmakta imtina etmektedirler.
Türkiye’de gündemi işgal eden “ başkanlık “ tartışmalarının kesildiği hatta artık gündeme bile alınmayarak hiç konuşulmadığı bir dönemde meclis açılacak ve bundan sonra başkanlık sistemi anlayışı değil demokratik bir iktidar oluşturma süreci başlayacaktır.İşte bunun nedeni o küçümsediğiniz HDP oyları ile mümkün olmuştur. Bu sayede 60 yıldır peşinde koştuğunuz ancak hiç yakalayamadığınız iktidar ortağı olma ihtimali hayalini yaşıyorsunuz.
Türkiye şu an itibarı ile içerde ve dışarıda özellikle orta doğu da dinci terör örgütlerinin baskı ve zulmü altındadır. IŞİD denilen faşist ve katliamcı kafatasçı olmakla yetinmeyip kafalar keserek top oynayan maviye zihniyeti orta doğuda bütün haşmeti ile yayılmakta bölge halklarına dehşet saçmaktadır.
Bütün bunların durdurulması orta doğuda yaşayan halkların savaşlardan kurtulması yaşanan vahşetin durması durdurulması bu günkü parlamentomuzun asli görevi olmalı ve barış kardeşlik bütün bölgede hâkim olmalıdır. Bunların olması olabilmesi için Veli Ağbaba ve gibilerin egoist birey düşünceleri dışında toplumsal düşünen halkların kardeşliğini savunan zihniyetlerin devrede olması gerekmekte ve parlamentomuz bu yönde çaba göstermelidir.
HDP 7 Haziran seçimlerinden öncede sonrada hep barış ve kardeşlik demiş halende bunu söylemeye devam etmektedir. Ülkenin sorunlarının çözümü barış sürecinin demokratik zeminlerde tartışılması ve hayata geçirilmesi ile mümkün olacağını hep söylemiş halen de söylemektedir
İşte HDP ile veli Ağbaba ve gibilerinin arasında ki fark işte burada. Onlar bireyler üzerinde durup küçük hesaplar yaparken demokrasiden insan haklarından ekonomik bağımsızlıktan barış ve kardeşlikten uzak hesaplar yaparken halkın partisi halkların partisi olanlar gece gündüz bu ülkenin geleceği için kafa yormakta iken kendileri vekil sayısını bir fazla yaparak nasıl ve nerede ne kadar koltuk hesapları içerisindeler.
Tekrar söylemek gerekirse HDP olma sa idi şimdi Veli Ağbaba ve genel başkanı ne durum da olacaklardı koalisyon hesabı mı kurultay da seçilip seçilmeme hesabı mı yapacaklardı bilmiyorum.
Netice olarak düşündüğümüzde Veli ağbaba ve anlayışının siyasi partisinin bu ülkede artık miadını doldurduğunu ve hiçbir şekilde hiçbir kimseye faydası olmayacağı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Onlar artık daha ne kadar fazla yaşarsak yaşatırsak o kardır mantığı içerisindedirler.
Şu an itibarı ile yoldan çıkmış tekeri patlamış bir araba gibi belirsiz mantıksız yuvarlanmaktadırlar. Bırakalım gideceği yere kadar gitsin temennimiz giderken yakıp yıkıp gitmesin.