“Eski çamların bardak olduğu” deyimine taş çıkaran garip bir politika uygulamasıyla türban, “başörtüsü” diye tarif edildi.
Olmayan bir sorunu, AKP’yi tekrar iktidara taşımak üzere yeniden gündeme getirerek yapılan fahiş hatanın halkı kızdırdığı bir anda, doğru şeylerin de yapıldığını görmek insana umut veriyor! Ankara Milletvekili Levent Gök’ün kaleme aldığı ve “Uludere/Roboski Katliamı’nın” gerçek sürecini anlatan” Roboski Uludere’nin gözyaşları” adlı kitap, önceki gün elime geçti. Bir çırpıda okudum.
***
Levent Gök, 28 Aralık 2011’de ülkemizin yüz karası olan ve 34 yurttaşımızın uçak bombalarıyla katledildikleri faciayı araştıran komisyonun üyesi olarak, önemli görev yapmıştı.
Gök, siyasetin inceliklerini bilen bir hukukçu aklıyla, Roboskili gençlerin öldürülmesi sürecinin izini sürmüş; konuyu dikkatle izlemiş, yoğun çalışmalar yapmış ve bu katliamın “AKP koridorlarında” kaybolmasına engel olmaya çalışmıştı.
Gerek İnsan Hakları Komisyon üyeliği sırasında, gerekse Roboski/Uludere için kurulan “alt komisyonundaki” AKP’lilerin yüzeysel bakışı sonrasında, sorumlu bir milletvekili olarak araştırmalarına devam etmişti. Şimdi Levent Gök, “topladığı bilgileri kamuyla paylamak ve tarihe belge bırakmak” adına bu kitabı yazmış. Böylece anlamlı ve önemli bir görev yapmış.
***
Helalleşmek, hesaplaşmakla gerçekleşebilir! Bazı “aklı evveller(!)” bu gerçekle tam anlamıyla özdeşleşmeden politika üretmeye çalışıyorlar.
Roboski’yi yaratanlar, yargı önünde hesap vermeden ve cezalarını çekmeden, acılı annelerin yürekleri rahatlamaz; gözyaşları dinmez ve devletin egemenlik hakkı oluşamaz! Helalleşme de olamaz! Roboskili muhtarın bildiği bu olguyu, “siyasetçiyim” diyenler bilmiyorsa, işimiz zor! Bilinmeli ki insan hakları ve değerlerine sahip çıkmayanlar, halka saygı duymayanlar ve dürüst politika yapmayanların göstermelik siyaseti, katliamların asıl nedenidir!
***
Levent Gök’ün bu kitabı çok önemli bilgi ve belgelerle dolu. O gün “PKK’lılara yapılan bir saldırı gibi anlatılan bu olayın aslı ortaya çıkınca, talimatı kimin verdiği konusunda, dönemin Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı, Başbakan ve MİT arasında müthiş bir kaos yaşanmıştı.
Herkes bir diğerini suçlamış ancak, AKP iktidarı sorumluluğu ve suçu üzerine almamıştı. Günlerce olay tartışılmış, doğru bilgi verilmemiş, Meclis’te komisyon kurulmasına karşın özellikle AKP’li üyeler ve bürokratlar, gerçeğin ortaya çıkarılmasında gerekli özeni göstermemişlerdi.
TBMM’de çoğunluk olan AKP, bilinçli olarak bu kanlı vahşetin üstünü kapamaya çalışmıştı! Komisyon raporunu okursanız, AKP’lilerce olayın çok da önemli olmadığı düşüncesine ulaşırsınız… Ama gerçekleri, Gök ve arkadaşlarının muhalefet şerhinde görebilirsiniz.
***
Dönemin İçişleri Bakanı, devlet uçaklarıyla katledilen gençler için önce, “Teröristler, PKK’lı yönetici Fehman Hüseyin’le birlikte sınırı geçmeye çalışıyordu” açıklamasında bulunmuş, bu bilginin doğru olmadığı anlaşılınca da “Zaten onlar kaçakçıydı” diyerek yapılan katliamı sıradanlaştırmıştı! Bu insanlık dışı anlayış, iktidarın yönettiği her kurumda kendini göstermişti.
Diyarbakır Başsavcılığı dosyayı uzunca zaman beklettikten sonra, Genelkurmay Askeri Savcılığı’na “görevsizlik” kararıyla göndermiş, daha başlangıçtan olayı karartmanın yolları oluşturulmaya çalışılmıştı!
***
Roboskili gençler, ekmek paralarını çıkarmak, okul ihtiyaçlarını karşılamak yani yaşamlarını sürdürmek için iktidarın müsaadesi ve güvenlik güçlerinin bilgisi dahilinde yıllardır sınır ticareti yapmaktadırlar.
Katliamdan önce, sınır ötesine gidecekleri en yakın karakolun bilgisi dahilindeyken, bu 34 genç yurttaşlarımızın ölümüne neden olan katliam kararını kim vermişti? Sorumluları kimdi?
Aslında failler belli! Levent Gök, bu konuda kitabında bazı ipuçları veriyor. Wall Street Journal gazetesine göre, AKP’nin sivil ve asker yetkilerinin yanı sıra “olay günü istihbaratı ABD’li Predatörlerin yaptığı” açıklaması da işin başka bir boyutunu gösteriyor! Gök’e göre MİT’in ikircikli durumu, askeri yetkililerin hatasını ortaya koyan ASELSAN raporu, ”vur emrini veren komutanlar soruşturulsun” diyen Mülkiye Müfettişleri raporu ve iktidarın yarattığı algı çabalarına bakılırsa, faillerin fotoğrafları zaten karşınızda apaçık durmaktadır!
21 Ağustos 2012’de asker taşıyan aracın devrilmesiyle yaşanan elim kaza sonrası Gül yazı ve Orta su (Roboski) köylülerinin insanlığa örnek olan davranışını Levent Gök kitabında aktarıyor.
Malum kazada yaralanan askerlere, çocuklarını bombayla katledenlere nispet edercesine bağırlarını açan, saatlerce başlarında kurtulmaları için çaba gösteren Roboskili annelerin erdemli duruşlarını yeniden bize hatırlatıyor! İyiliğin vefayı güçlendirdiğini, dayanışmanın özgürlüğü pekiştirdiğini ve barışın yaşamın güvencesi olduğunu keşke tüm siyasilere anlatabilsek!
***
Roboskililerin insanlığından biraz utanan varsa ve vicdanları sızlıyorsa, katliam faillerini yakalar ve gereğini yaparlar. Erdoğan ve AKP iktidarı, yapay gündemlere sarılarak laikliği yok etmek için gösterdiği çaba yerine bu olayı çözmelidir! Roboski ve Türkiye’deki tüm mağdurlardan özür dilemelidir!