29 Ekim’de başladı Yüzyıl söylemleri,
Protokol gereği yapılan törenler,
Törenler içine yerleştirilen siyasi şovlar, gösteriler...
Herkesin dilinde farklı bir Yüzüncü Yıl mesajıyla,
Tamamlandı bir günlük kutlamalar.
Ve yine döndük ülkenin en önemli(!) gündemine,
Düştük seçimlerin derdine.
*
Cumhuriyetin Yüzüncü Yılının yedinci gününde,
Bakalım kim neler söylemiş,
Ülkemizin ve bizlerin geleceğine dair.
RTE-AKP nin söylemi “Türkiye’nin Yüzyılı”,
CHP’nin ise “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Yüzüncü Yılında,
İktidarın ve ana muhalefetin Yüzyıldan beklentileri başka başka.
*
RTE-AKP’nin beklentisi,
2023 seçimlerini kazanarak
Tek adamın mutlak iktidarını yaşatmak.
Ana muhalefet CHP’nin hedefi ise,
2023 seçimlerini kazanmak,
Tek adam iktidarından memleketi kurtarmak.
Hedefler aynı iktidar olmak.
İktidar olunca milletin memleketin hali ne olacak?
Söylemlere bakalım, soruya yanıt arayalım.
*
20 yıllık iktidarın sahibi RTE-AKP diyor ki,
“Demokrasiyi kökleştirerek, darbelere zemin hazırlayan şartları birer birer ortadan kaldırdık.
Güvenliği sağlayarak, insanımızın bugününü huzurla yaşamasını, geleceğine umutla bakmasını temin ettik.
Ekonomiyi büyüterek, refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik.
Üretimi yaygınlaştırarak, sanayiden tarıma her alanda istihdama, işe, aşa erişimi kolaylaştırdık.
Her alanda Cumhuriyet'imizin ilk asrının eksiklerini giderecek, ikinci asrının hazırlıklarını tamamlayacak eser ve hizmetler ortaya koyduk...”
Bundan sonra; “Türkiye Yüzyıl’ının, ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış, refah götürecek bir devrimin de adı olduğunun muştusunu tüm insanlıkla paylaşıyoruz.”
Bu sözlerin ötesinde konuşmanın tamamını okuyunca,
Ne diyeceğimi bilmeksizin öylece kala kaldım bilgisayarın başında.
Çok düşündüm ve karar verdim tek kelime yazmamaya,
Her neredeyse anlatılan bu ülkenin hakkında.
Herkesin de dikkatlice okumasını öneririm bu konuşmayı,
Dünyada böylesi bir iktidara sahip olan şanslı ülkeyi herkes bilmeli.
Geleceğe yönelik söylenen hedef ise bir başka,
Devrimle kurulan Türkiye Cumhuriyeti yeni bir devrimle karşı karşıya.
İki hafta önce yapılan “muhafazakâr devrimci” tanımını da koyunca yanına,
Görülüyor ki,
Başka bir Türkiye düşleniyor “Türkiye’nin Yüzyılı” vizyonuyla.
*
CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi, Başlıkları ile aşağıda.
Yeni bir anayasa ile Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilecektir.
Türkiye'nin toplumsal barış ve huzuru sağlanacaktır.
Devlet yönetiminde ve toplumsal düzende liyakat sistemi hakim kılınacaktır.
Seçim yasası değişecek, milletin vekilini millet seçecektir.
Siyasi Ahlak Yasası çıkarılacaktır.
Kamu İhale Kanunu, rekabet ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir.
Sayıştay, gerçek işlevine kavuşturulacak, “Ulusal Vergi Konseyi” ve TBMM’de “Kesin Hesap Komisyonu” kurulacaktır.
Güçlü bir stratejik planlama teşkilatı kurulacaktır.
Eğitim sistemi, tüm bileşenlerin ortak çabasıyla yeniden yapılandırılacaktır.
Gelecek nesiller için “Ekosistem Hakkı” korunacaktır.
Güçlü sosyal devletin ilk adımı olarak "Aile Destekleri Sigortası Kurumu" kurulacaktır.
Yeni bir “Merkez-Yerel” dengesi kurulacaktır.
“Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı” kurulacaktır.
Bu beyanname bir seçim bildirgesidir,
Devletin nasıl yönetileceğini söylemektedir.
Ne 21yy’da ne de Cumhuriyetin ikinci yüzyılında,
Nasıl bir Türkiye hedeflendiği görülmemektedir.
Umarım geç olmadan açıklanacaktır,
Asıl söylenmesi gereken siyasi duruş ve hedefler.
*
ABD Başkanı Bill Clinton TBMM’de (16,111999),
Cumhuriyet Devrimimizin ülkemiz ve 20yy için,
Ne anlama geldiğini anlattı, bizlere.
“…Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ve yeni Türkiye’nin yükselmesiyle, bu yüzyılın tüm tarihini şekillendirdi.
…20yy anlamak için Türkiye’nin tarihi, bir anahtardır.
…Türkiye’nin bu yüzyılda yarattıkları, insanların kendilerine daha güzel bir gelecek hazırlama yolunda yapabileceklerinin canlı bir örneğidir.
Önümüzde imtihan edilmemiş yeni bir yüzyıl bulunmaktadır; bu büyük bir fırsattır.
Bu odada başlayan ve halen yükselmekte olan demokratik devrimi derinleştirerek Türkiye, vatandaşlarına iyi hizmet etmekten daha da fazlasını yapabilir.
Sizin örneğinizle ve sizin çabanızla Türkiye, dünyanın ilham kaynağı olabilir.”
Bugün görebiliyor musunuz?,
100 yıl önce 20.yy’ı şekillendiren Türkiye Cumhuriyeti’ni,
21yy’da nasıl bir geleceğin beklediğini?
*
Bilsay Kuruç’un saptamasıyla,
Türkiye Cumhuriyeti ilk çeyreğini bitirmekte olduğumuz 21yy’a daha girememiştir.
Ve ekliyor;
“100’üncü Yıl Cumhuriyetin karşı devrimi durdurma yılıdır.
Ve böyle olması gerekiyor.
Eğer durdurma olmazsa 100’üncü Yıl henüz gelmemiş demektir.
Çünkü ancak diyalektiğin (devletle toplum arasındaki) işlemeye başlamasıyla 100’üncü Yıl gelebilir. Bu sayede Cumhuriyet 21yy’a taşınmış olabilir.
Bu da haklar ve yükümlülüklerin toplumca yeniden öğrenilmesiyle, özümsenmeye başlamasıyla mümkündür.” (Atatürkçü Düşün Dergisi)
*
2023 yılı,
Ne sadece Cumhurbaşkanının seçileceği, genel seçimin yapılacağı bir yıldır,
Ne de sadece 29 Ekim’de kutlanacak Cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yılıdır.
2023 yılı,
Cumhuriyet Devrimimizin Yüzüncü Yılı,
21yy’da Türkiye Devletinin yönetim şeklinin ve niteliğinin ne olacağına,
Halkın yani bizlerin yaşam şeklinin nasıl olacağına,
Karar vereceğimiz bir dönüm yılı olacaktır,
Hem Türkiye için hem de bizler için.
*
Ya,
103 yıl önce,
Bizler padişahın ümmeti iken,
Amasya’da “siz bir milletsiniz, bağımsızlığınızı ve geleceğinizi ancak sizin azim ve kararınız kurtaracaktır” diyen Mustafa Kemal’in sözüne inanan, bir Millet olan ve geleceklerini kurtaranların açtığı demokratik devrimin yolunda yürüyeceğiz,
Ya da,
Tarihin tersine işlemesine seyirci kalarak,
Millet olmaktan çıkıp tek adamın ümmeti olma yoluna gireceğiz.
Sözün özü,
2023 yılında geleceğimizi seçeceğiz.