Prisko seksüel Arapça kökenli, sübyan sözcüğü çocuk anlamına gelir ve literatürdeki adı, pedofilidir. Prisko seksüel, erkek ve kız çocuklarına karşı duyulan cinsel arzu hastalığıdır.
Bu hastalık fiillerini işleyenlere, oğlancı veya sübyancı denilir. Bu hastalar, kendi cinsleri veya karşı cinsteki çocuklara duyulan seksüel arzudur. Bu hastalığın yaygın olduğu bölgelerin başında, Arabistan yarımadası gelir.
Çocuklarla baş başa kalabilmek için; çocuğun ve ailenin güvenini kazanacak davranışlarda bulunurlar. Bu fiilleri yerine getirenlerin %70 oranında, akrabalar, güvenilir komşu, kişiler, bakıcılar, öğretmenler... gibi kişilerdir.
Çocuklar ise, güvendiği insanlara karşı savunmasızdırlar. Bu pedofili hastalar, çeşitli yollardan kamuflaj yaparak, küçük çocuklara yönelik tecavüze sebep olurlar. Çocuklara tecavüz olayların artmasının en önemli nedeni ise, bilhassa masum Müslüman görünümlüler dini kamuflaj olarak kullanmak şartı ile, bu işin üstesinde gelmeyi kolay başarırlar.
Bilhassa, son senelerde çocuklara tecavüz eden pedofili hastalarının dini vakıf, yurt, cemaat kurumları, dini eğitimini veren kurum ve kurslarından çıkmasının nedeni, dini kamuflaj olarak kullanılmasıdır.
Pedofili hastaların çoğu genelinde, cinsel istismara maruz kalan, çocukluğunu dini eğitim ve baskısından yaşayarak, dışa açılamayan, çoğu uzun yıllar din eğitimini görmüş ve çocuklara din eğitimini veren kişilerin olması, çok anlamlı ve düşündürücüdür.
Cinsel tacize uğrayanlar, sadece bir kez oldu diye, akla yatkın hale getirmeye çalırak savunma yaparlar. Cinsel tacize uğrayan çocuklar, zamanla anne, babalarının ve sevdiklerinin gözünde değerlerini yitireceğini düşünerek gizli tutarlar ve bu konuda korkarak cezalandırılmasını istemezler. Cinsel istismara bağlı gelişen çocuklar bu travmayı ömür boyu unutamazlar.
Bu hastalığı oluşturan psikolojik nedenler, bu hastalığı anlamak mümkün mü, cinse tacize uğrayan çocuklar nasıl anlaşılır, tacize karşı nasıl korunur konularda ailelerin bilgilenmesi gerekiyor. Bir defaya mahsus ve bir kez olmuş sa ne var ki, diye meşrulaştırarak affedeceğinize, tacizcilerin nasıl cezalandırıp, önlem alınacağının çarelerini aramak lazım değil mi?
************
DÜZCE DEPREMİNİN NEDENİ
Depremler, ilahi bir uyarı kazasıdır. Yalan, söğürme ve çalmak değil; zina, zulüm ve Allah’a karşı olanlar çoğaldıkça zelzeleler meydana gelir.
İyi, kötü herkes bir hışıma ve azaba maruz kalırlar. Dolayısıyla, depremler kıyamet alametlerin bir ikazıdır. Peygamber Efendimiz, birçok alametlerden haber verir ve insanları uyarır.
“Mehdi gelecek, İsa gökten inecek, Deccal çıkacak. Yecüc Mecüc her yeri karıştıracak. Güneş batıdan doğacak.
Büyük depremler olacak. Din bilgileri unutulacak. Kötülük çoğalacak. Dinsiz, ahlaksız, kimseler Emir olacak, Allahü telânın emirleri yaptırılmayacak. Haramlar her yerde işlenecek, Yemen’den bir ateş çıkacak. Gökler ve dağlar parçalanacak. Güneş ve Ay kararacak. Denizler birbirine karışacak ve kaynayıp kuruyacaktır”.