IŞİD Kobani’de kadın çocuk demeden katliam yaptı. Şu ana kadar tespit edilen toplam ölü sayısı 233, yaralı sayısı 270 in özerinde olduğu söyleniyor. Ağır yaralıların olması nedeniyle her an ölü sayısının da arta bileceği ifade ediliyor.
Suriye de yaşanan en ağır katliamlardan olan Kobani Katliamı öncesi ve sonrasına bakıldığında Türkiye’nin bu olaya ilişkin dâhilinin olmamasını düşünmek imkânsız gibi görünüyor. Kobani katliamı gerçekleşmeden önce Tılabyad (grespi) nin PYD nin eline düşmesini IŞİD’in Tılabyad Tan temizlenmesine karşı gösterdiği aşırı reaksiyon, Tılabyad’ın IŞİD in elinde olduğu 2 yıla yakın süre içinde Türkiye’nin hiçbir biçimde rahatsızlık ifade etmediği gibi elektrik iletimi dâhil her türlü lojistik imkânı sağlaması başlı başına IŞİD ile bir dayanışmanın olduğunu gizlemenin imkânsız olduğunu belirtmek gerekir
PYD karşısında IŞID in yaşadığı her yenilgi Hükümet ve yakın basın organları tarafından büyük bir teesürle karşılanıp Kürtlere karşı öfkeye dönüşürken IŞID’in gerçekleştirdiği hiçbir saldırı ve katliamın Türkiye tarafından rahatsızlık yerine memnuniyetle karşılanması yaşanan açık dayanışma ve işbirliğinin ifadesi olarak değerlendirmemek imkânsızdır.
Tılabyad’ın PYD tarafından ele geçirilmesi ardından Akçakale sınırında yaşanan gelişmeler, Sığanmacıların ısrarla DAİŞ tehdidi nedeniyle kaçtıklarını ifade etmelerine karşın Hükümet ve devlet yetkililerinin ısrarla PYD nin arap halka karşı etnik temizlik yaptığına dair asılsız bir propogandaya asılması, kendilerini sınıra vuran büyük çoğunluğu Arap asılı Mültecilerin durumu ilgili sınırda gözlem yaptığımız bir anda tanık olduğumuz ilişkiler, yerel halkın IŞİD mensuplarının sınırı rahat geçerek Türkiye tarafına geçtiklerine dair tanıklık etmeleri,daha evel Kobani direnişi sırasında DAİŞ unsurlarının rahatlıkla sınırı geçmesi Ceylenpınar Devlet Üretme Çiftliğinin IŞİD geçişlerine serbest bırakıldağına dair iddialar,Katliam saldırısına katılan Mısır asıllı Bir DAİŞ unsurunun asıl saldırı grubunun ve kullanılan cephanenin Türkiye üzerinden geçirildiğine dair ifadesi Kobani’de gerçekleşen katliamın nasıl yaşandığına dair önemli ipuçları vermektedir.
En son bir iftar yemeğinde Cumhurbaşkanı R Tayyip Erdoğan’ın “ Bedeli ne olursa olsun ve bütün dünyaya açıkça ifade ediyorum ki biz Suriye’de asla bir Kürt oluşumuna müsaade etmeyeceğiz” ifadesini kullandıktan sonra TSK nın Suriye’ye giriş yapması için açıkça talimat vermesi ağızdaki baklanın dışarı çıkmasından başka bir şey ifade etmiyor.
7 Haziran Milletvekili genel seçimlerinin ortaya çıkardığı sonuç HDP nin % 10 Barajını aşarak Parlamentoya 80 miletvekili ile girmesi, AKP nin hayal bile etmek istemediği tek başına iktidar olamama sonucunun yaratığı öfkenin Kürtlere karşı bir intikam duygusuna dönüşmesi gerçeğini bir kenara koymadan, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonucuna rağmen Şiddet dolu otogratik üslubundan vaz geçmemesi koalisyon sürecini’de ciddi anlamda enfekte etmektedir.
Seçim sonucu ve yeni parlamentonun yapısına uygun bir hükümet yapısı oluşturulmadan, koalisyon girişimi dahi başlamadan Müstefi durumda olan bir hükümetile sonu ciddi bir yıkım olma ihtimali yüksek haksız ve dayanaksız olmasıyla birlikte askeri bürokrasinin dahi çekindi bir savaş kararını aldıracak kadar aceleci davranmanın gerisindeki temel nedenin vatan sevgisinden öte kişsel iktidar hırsıyla ilişkili bir durumdur. Toplumun büyük çoğunluğu bu konuda hem fikir olmasına karşın böyle bir karar alınıp uygulanırsa 7 haziran seçim sonuçlarına rağmen kimse hiçbir zaman demokratik bir seçim hukuk ve adaleti hayal etmesin.