Önceki gün Gaziantep’in Karkamış ilçesine Suriye yönünden gelen 5 roket atıldı.
Roketlerden biri okula, ikisi eve, diğeri ise bir TIR’ın üstüne düştü ve bu saldırılarda biri öğrenci, diğeri öğretmen olmak üzere üç yurttaşımız hayatını kaybetti!
Altı vatandaşımız da yaralandı. Ülkemizin başı sağ olsun! Yaralılara şifa diliyorum!
Geçtiğimiz gecede; Kilis’teki Öncü pınar Sınır Kapısı bölgesine de roketli saldırı düzenlendi bir asker ve yedi polisimiz yaralandı!
***
Bu saldırıları yetkililer, PKK/YPG tarafından düzenlendiğini duyurdu!
MSB de bu saldırıların terör örgütlerinin, “TSK’ nın sürdürdüğü Pençe/Kılıç Harekâtına karşılık” olarak yapıldığını açıkladı!
***
Doğal olarak bir yurttaşın güveneceği tek açıklama, devlet yetkililerinin açıklaması olmalı!
Ancak iktidar mensuplarının önceki terör açıklamalarındaki çelişkileri, doğru olmayan beyanları ve kendilerini tekzip eden sözleri, yurttaşların iktidara olan güvenini yok etti!
Ayrıca; “İktidarın, çıkarı adına yurttaşını aldatmaya çalışıyor” düşüncesi, insanları aşırı tedirgin ediyor!
Bu tedirginlik, yurttaşların devlete de siyasete de yargıya da olan inancını yok ediyor!
***
12 Ağustos 2016 tarihli ODA TV de çıkan yazıyı paylaşmak isterim; “
Star gazetesinde yazan Eski Başbakan Yardımcısı AKP’li Yalçın Akdoğan, yılın ilk yarısında Kilis’e sıkça atılan roketlerin Cemaatçi askerlerin marifeti olabileceğini söylemişti...
Akdoğan, bir saldırıda kendisinin de hedef alındığını hatırlatarak "Kilis’te yaşananlar acaba FETÖ’ nün kirli oyunlarından biri miydi? PKK ile iş birliği yapan örgüt, DEAŞ üzerinden başka oyunların mı peşindeydi? O dönemde sınır bölgesinde önemli görevler yapan komutanların bazıları FETÖ irtibatı sebebiyle ordudan ihraç edildi" demişti.
Ve devamında; “İyi irdelenmesi gereken şüpheli hadiselerden biri de Kilis’e düşen roketler meselesidir.
Hatırlanacağı üzere senenin ilk yarısında Kilis’e yüzlerce roket düştü, Ocak-Mayıs arası 21 kişi hayatını kaybetti, 88 kişi yaralandı.”
… “Valilikte toplantı yaptığım sırada şehir bir kez daha vuruldu, hemen yanımıza bombalar düştü. O saldırıda da 1 kişi öldü 10 kişi yaralandı. Daha önceki roketler mahalle kenarlarına düşerken bu atışın doğrudan valiliği hedef aldığı söylendi.”
… “Kimi analistlere göre atılan roketlerin sebebi Türkiye’nin Suriye’ye girmesini tetiklemek, gerçekleşen gösterilerin sebebi de toplumsal kargaşa ve çatışma meydana getirmekti…”
… “Kilis’te yaşananlar acaba FETÖ’ nün kirli oyunlarından biri miydi? PKK ile işbirliği yapan örgüt, DEAŞ üzerinden başka oyunların mı peşindeydi?”
… “Ankara’da ve İstanbul’da kendi halkına bomba yağdıran bu hainler, acaba diğer şehirlerdeki bombalamalarla ne kadar ilişki içindeler?”
***
Bu yazıyı okuduğumda, AKP’nin 10 yıl boyunca yönetim ortağı olan, “Ölüleri bile mezardan kaldırıp anayasayı değiştiren, Türkiye’deki laik demokratik rejimi ve sosyal hukuk devlet yapısını yok eden GÜLENCİLERİN sızdırdıkları, 17/25 Aralık tapeleri aklıma gelmişti…
***
O tapelerin birindeki konuşmaları hatırladım!
Yerel seçime giderken, 27 Mart 2014 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde vahim ve düşündürücü bir haber yayınlanmıştı!
Haber şuydu; “Bomba ses kaydı: Seçim için savaş planı” başlıklı haber o günlerin gündemini belirlemişti!
“‘Ortam dinlemesi’ olarak kaydedilen ses bandında, dönemin Dış İşleri bakanı, MİT ve Dış İşleri Müsteşarlarıyla Genel Kurmay 2. Başkanı olduğu iddia edilen kişilerin görüşmesi aktarılmıştı!
Bantta; “Gerekirse Suriye’ye dört adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze atılarak savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine ‘de saldırtırız!" denildiği iddia edilmişti!
***
Yani bu iddialı tapeden anlaşılan oydu ki; seçimi kazanmak için her türlü oyunu oynamayı kendinde hak gören, devletin tüm kurumlarını kullanma pervasızlığını gösteren, koltuk için yurttaşlarının ölümüne neden olacak bir savaşı çıkarmayı bile göze alan, çarpık bir siyasi anlayışla yönetilmekteydik!
***
Bugün bu vahim iddialar unutturulmaya çalışılsa bile, tapelerin gerçekliği artık tartışılmıyor…
Çünkü CHP, 17/25 Aralık tapeleri için dünyanın en önemli teknik kurumlarından “doğru olduklarına” dair raporlar aldı ve elindeki bu raporları mahkemelere sundu!
***
Bir zamanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baş danışmanı, sonrasında başbakan yardımcılığı görevinde bulunan ve AKP’nin uyguladığı politikaların oyun kurucusu olarak kabul edilen Yalçın Akdoğan’ın yazısı da iddia olmaktan öte, açık sırların deşifre edildiği ifşaat olarak kabul etmeli!
***
Cumhurbaşkanının; “Madem karşımızdakiler kendi sözlerini tutamıyor, bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur." Açıklamasına bakılırsa, yapılmakta olan sınır ötesi askeri harekâtın karadan da devam edeceği anlaşılmaktadır!
***
AKP’nin Türkiye’yi bataklığa gömdüğü Ortadoğu politikası, milyonlarca sığınmacının yanı sıra sayısı bilinmeyen teröristinde özellikle büyük şehirlerde örgütlenmesine neden olmuştur!
Bu durum ülkemiz için, şimdi ve yakın gelecek adına büyük bir tehlike oluşturmaktadır!
“Uyur taklidi” yapan terör hücrelerinin verilecek talimatlarla hemen harekete geçebileceği görülmektedir!
Nitekim Beyoğlu’ndaki bombalı eylem, yeterli istihbarata sahip olmadığımızı ya da istihbarattaki acizliğimizi ortaya çıkarmıştır!
Düşünün; Münbiç’ten çıkıp gelen biri, Türkiye’nin göbeğinde bomba patlatıyor.
Bu sırada İçişleri Bakanı da Türkiye’nin Erbil’e, Şam’a, Bağdat’a da güvenlik getireceği iddiasında bulunuyor…
***
Artık bu kahredici trajikomik durumdan kurtulmalıyız!