Rahmetli Demirel’e sormuşlar, ülkenin durumunu tek kelime ile ifade etseniz ne dersiniz diye, “İyi derim” demiş. Peki, iki kelime ile ifade edin deseler ne dersiniz dendiğinde “iyi değil” demiş.
Bugün ülkenin içinde bulunduğu durum aynı Rahmetli Demirel’in de dediği gibi “iyi değil”.
20 yıllık iktidarın, ülkeyi getirdiği durum gerçekten içler acısı. Dilerim önümüzdeki kalan beş aylık süreçte daha da zor günler yaşamayız. Bu iktidarın her açıdan enerjisi tükendi. Ülke kimsenin umurun da değil, tek dert koltukta yeniden nasıl otururuz. Koca ülke adeta günübirlik alınan palyatif önlemlerle yönetilmeye çalışılıyor.
İlginç olan da sanki ülkenin içinde bulunduğu durum güllük gülistanlıkmış gibi ekranlarda ve TV’ler de pembe tablolar çiziliyor. Her gün ülkenin denizlerinden gaz fışkırıyor söylemleri havalarda uçuyor.
Sayın Erdoğan, lütfen, birkaç halk pazarını ziyaret edip halkla buluşun.
İktidar her ne pahasına olursa olsun, elindeki tüm devlet gücünü kullanarak önümüzdeki seçimleri kazanmanın yollarını arıyor.
Ama ne yaparsa yapsın, bu enflasyon ve yoksulluk ortada iken seçimi kazanamayacak. Bunu kendisi de çok iyi biliyor, tek ümidi, altılı masada ne yapar ederim de, dağınıklık yaratabilirimin peşinde.
Altılı masanın liderleri, AKP’nin bu oyunlarını bilmelerine karşın son günlerde birbirlerine karşı medyada parmak sallıyorlar. Masada altı farklı parti var. Masada anlaşamayacağınız konular olabilir, bu da doğaldır. Ama ne olur, bu konuları kendi aranızda konuşup çözün, medya önüne bırakmayın.
Sayın Liderler, son dönemlerde altılı masanın kendi içinde yaşadığı olaylar, halkta büyük ümitsizliğe neden oldu. Bunun nedenlerini dışarıda aramayın. Son dönemlerdeki yaşananların sorumlusu, sizlersiniz.
Zaman daralıyor. Kol kırılsın yen içinde kalsın. Halk, Saraçhane’de iki gün üst üste inanılmaz büyük bir kalabalıkla sizi bağrına bastı. Bu siyasette eşine az rastlanan bir olaydır. O kalabalıkları kimseye mal etmeyin. Halk taraflı tarafsız bir araya geldi, demokrasi ve hukuk için bağırdı.
Önümüzdeki süreçte, iktidar elindeki tüm güçleri kullanacak. Hatta o denli ileri gidecek ki birkaç medya ve birkaç TV kanalını bile susturmak isteyecektir.
AKP’nin diğer bir uğraşı da ne yapıp edip Kürt seçmeni sandıktan uzaklaştırmak olacaktır. İşte burada altılı masaya büyük iş düşüyor. Yok o olursa ben olmam, ben onunla bir araya gelmem gibi lüksünüz yok. Tüm muhalif kesimler, armudun sapı, üzümün çöpü diye hesaplar içinde olmadan kenetlenmeli.
Soruyorum, altılı masa ne sebeple kuruldu? Bugünkü ucube sistemi ortadan kaldırmak için. Öyle ise, bunu başarabilmenin yolu açık ve net, demokrasi diyen tüm muhalif kesimlerle bir araya gelmek!
Yüce Ulusum, ya bu sistemi tarihin tozlu raflarına yerleştirip derin bir nefes alacağız, ya da …….
İktidar hesapsız kitapsız paralar dağıtacak. Bunun faturası halka çıkacak. Bundan sonra da dağıtmaya devam edecek.
Yüce Halkım şunu bilsin ki, bu iktidarı gönderemez ise, bir dahaki seçime kadar asla asgari ücret zammı da alamayacak.
Bu seçim, hiçbir partinin ilkelerinin gösteri yeri olamayacak kadar önemlidir. Esas konu ülkeyi temsil eden bu sistemden kurtulmaktır. Altılı masanın değerli genel başkanları çok haklı olarak tek adayla seçim istemektedirler.
Bu nedenle tek adayla çıkılması şarttır. Çok adayın, seçmen üzerinde olumsuz bir tablo oluşturacağı göz ardı edilmemelidir. Bunlar, kendi aralarında tek bir adayda dahi anlaşamazken, neyi değiştirecekler denilirse, haksız diyebilir misiniz?
SON SÖZ: Yanlış trene binildiğinde ilk istasyonda inmeye çalışmak gerek. “Çünkü yanlış yönde mesafe ne kadar artarsa, dönüş maliyeti de o denli artar.”
DOSTOYEVSKY