ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın adı cumhurbaşkanlığında geçiyor…

Mansur Yavaş bu konuma tabii ki layıktır…

Başarı, verdiği hizmetlerin ve halkla kucaklaşması sonucunda ortaya çıkacaktır!

Birileri çıkıp farklı şeyler söyleyebilir. İdeolojik olarak kendilerine uymadığının altını çizebilirler.

Ancak doğru yapılan hizmetleri de takdir etmek insanlığın iç namusu gereğidir!

Ben nasıl yorumlarsam yorumlayayım, asıl kararı sonunda seçmen verecektir…

***

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş’in yürütmekte olduğu başarılı hizmetler, liyakat sahibi siyasilerin neler yapabildiğine örnek olarak değerlendirilmeli.

Bekir Ödemiş önceki Ürgüp Belediye Başkanı’ y dı.

Ürgüp’e çok önemli, bir o kadar da kalıcı hizmetler yaptı.

            Ödemiş; hem belediyecilik hem de kültür varlıklarının korunması ve ihyası konusunda arkasında iz bırakan önceki Avanos Belediye Başkanı Seyhan Duru gibi Kapadokya’nın parmakla gösterilen yerel yöneticilerinden biriydi…

              Nitekim Bekir Ödemiş, yerel yöneticiliğin yanı sıra kadim bir kültürün içinde yoğrulmasının sonucu, bulunduğu önemli ve hassas görevde bilinçle hareket ederek başarılı işlere imza atıyor…

Bekir Ödemiş’in anlatımının birkaçını paylaşmak isterim.

             ABB; “Antik Ankara’nın 2000 yıllık tarihinin varlığını gösteren (Ankara), Roma Tiyatrosu ve Arkeo park Alanı içindeki 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanları ve Ankara Roma Tiyatrosu restorasyonunu yapmış...

               Başarılı bu uygulama, uzun bir aradan sonra yeniden Ankara’nın dâhil olduğu Tarihi Kentler Birliği’nin “Metin Sözen Koruma Büyük Ödülü”nü almasını sağlamış…

Arkeo park çalışmaları sürerken, bilimsel kazı çalışmaları da devam etmiş.

             Daha önce kazısı yapılmamış olan bu alanda Osmanlı Dönemi’ne ait bir hamam kalıntısı bulunmuş, Osmanlı dönemini anlatacak deri işleme atölyeleri olduğu düşünülen mekânlar tespit edilmiş, yapılan değişik kazılarda pithos’lar, sikkeler ve sütun tan buruları gün yüzüne çıkarılmış...

              Bununla da kalınmamış, 19. yüzyıla kadar yaşanılan geleneksel konut bölgesi Ankara Kalesi içinde 77’si tescilli, 171 tescilsiz olmak üzere toplam 248 yapı restore edilmiş. Böylece Kale sakinleri yerinden olmadan daha sağlıklı konutlara ve çevreye kavuşturulmuş...

              Zafer Anıtı, Güven Anıtı bakım onarım işlemleri, Hitit Güneş Kursu ve Atatürk Anıtı restorasyonu, Abdi İpekçi Heykeli restorasyonları da gerçekleştirilmiş…

               Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde bulunan 9 çeşmeden, Alaaddin Camii, Ahi Elvan, Kağnıcıoğlu ve Gecik Kadın Çeşmeleri aslına uygun olarak restore edilmiş...

            Devduran, Emine Hanım, Arslanhane, Molla Büyük ve Altı Ayaklı çeşmelerin de restorasyon çalışmaları sürüyormuş…

***

             Ödemiş devamla; sadece Ankara merkezinde değil, ilçelerdeki kültür varlıklarına aynı özeni gösterdik. Tescilli camii, türbe, çeşmeler ve konakları aslına uygun olarak restore ettik! Dahası; “Hallaçlı Mehmet Ağa Konağı, Polatlı Karaca ahmet Türbesi, Kalecik Kazancı baba Türbesi, Polatlı Gedikli Çeşmesi, Kahraman kazan Yassı ören Çeşmesi, Soğul cak ve Orhaniye Çeşmeleri, Haymana Şehitler Çeşmesi ve Hami diye Cami restorasyonlarını başarıyla bitirdik…” diyerek yaptıklarından kısa bir özet sıraladı!

              Liyakatli insanlarla çalışılırsa başarı kaçınılmaz ve ancak liyakate önem verenler, böyle insanları bulabilirler…

Yerel yöneticiler hem demokrasinin hem de refahın yaratıcılarıdır!

              Dilerim ki, diğer belediyelerde emeğe saygı duyarak başarılı işlerle hemşerilerine yaşam zevki verebilirler!

************

Hey ‘Tek Delikli Kaval’

Eşim Serap, her zaman olduğu gibi haberler sonrası TV’nin önünden müthiş bir öfkeyle kalktı…

“Hayrola yine ne var “dedim.

“Malum kişi yalanlarıyla milleti kandırmaya devam ediyor!”

             Sonra serap biraz da gülümseyerek dedi ki; “Biliyor musun Fikri, atılan bu nutuklardan sonra Kayahan’ın “Tek Delikli Kaval” şarkısı aklıma geldi.”

Kayahan ne güzel söylemiş…

***

Hemen arkasından güftenin bir bölümü paylaştı…

 

Hey tek delikli kaval

Çal desek ne çalarsın

Bizde nefes olmasa

Sen ne işe yararsın.

 

Dolaşırsın kibarca

Her yerde her zamanda

Çil paranın sesiyle

Şıkır şıkır oynarsın.

 

***

 

Yüreğin yok kanın yok

Sen tavşandan korkaksın

Her zaman bir buradayız

Bir üflesek uçarsın.

***

Kem gözünden dilinden

Su içmeyiz elinden

Sana burada ekmek yok

Çek bizim illerden.

***

Seçim yaklaşıyor!

Kavga kızıştı!

Ancak görülen o ki; bu kavga halkın refahı, Türkiye’nin bekası için yapılmıyor!

             Bir tarafta, 20 yıldır Saraylarda yaşayan, ülkenin tüm kaynaklarını, yurttaşı düşünmeden ve kimseye danışmadan yandaş çeteleriyle harcayan iktidar, koltuğunun süresini uzatmak için çabalıyor!

              Onu o koltuğa oturtanların talimatlarıyla, BOP’ a uygun kurduğu tarikatlar koalisyonuna güvenerek, son vurgununu vurmaya çalışıyor…

Şimdiye kadar görülmemiş bir ihaneti bilerek gerçekleştiriyor!

Ilımlı İslam ülkesi olmak üzere Türkiye’nin demografisini değiştiriyor!

             İslami terör örgütlerinin, uyuşturucu baronlarının kentlerde yerleşmesine, dünyadaki en vahşi mafyaların ülkede yaşamasına müsaade ediyor!

Günlük aldatmacalarla ekonomiyi sürdürüyor!

Yargı sopasıyla halkı sindiriyor!

Polis zoruyla insanları korkutuyor, Kin ve nefretle toplumu ayrıştırıyor…

            Hak, hukuk ve adaletin, eşitlik, özgürlük ve barışın olmadığı, bu nedenle yoksulluğun kalıcı hale getirildiği bir Türkiye oluşturuyor!

***

           Diğer yandan toplumsal muhalefete önderlik yapması gereken partiler, hala nasıl bir ortamda birleşebileceklerine karar veremiyorlar…

Üç gruba ayrılmışlar! 6’lı Masa, Sosyalist Blok ve Emek ve Özgürlük ittifakı!

             Bu 3 oluşumun muhalefet yapma nedenlerini ortak noktalarda birletirleştirerek, toplumun bütün kesimlerini rahatlatan bir açıklama yapmaları gerekir!

***

            Bağımsız medyanın da desteğiyle 6’lı masanın yarattığı sinerjinin kitlelere yayıldığı bir gerçek… Ancak, son zamanda farklı sesler de çıkmaya başladı. Çünkü Cumhurbaşkanı adayını belirleme zamanı geldi hatta geçiyor… Masa adayını hangi kriterlere göre belirleyecek? Bununla ilgili açıklama yok!

             Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına göre; “partiler aldıkları oya bakılmaksızın masada eşittir, 6 genel başkanın onayıyla aday ortaya çıkacak”, sözlerinden adayın, oy birliğiyle belirleneceği anlaşılmaktadır!

Bu durumda genel başkanlardan biri adaya karşı çıkarsa ne olacak?

Yok! Oy çokluğuyla aday belirlenirse, kabul etmeyen partilerin yol haritası nasıl olacak?

            Ortak aday olarak belirlenen “Ekmeleştin İnsanoğlu’nu” ilk CB. lığı seçiminde öneren MHP GN: BŞ: Bahçeli’ydi! Ama kazanmak için MHP örgütü gerekli çalışmayı yapmadı!

Seçim kaybettirildi, sonrasında İhsan oğlu, MHP milletvekili oldu!

“İhsanoğlu Vakası” hafızalarda halen unutulmadı…

6’lı masa bundan ders çıkarmalı!

En geç ocak ayı sonunda, bilemediniz, şubat başında seçim tarihi kararı açıklanmak zorunda!

Seçim takvimi için en az 60 gün gerekiyor. 45 güne de sıkıştırılabilir!

Bu nedenle; “Erdoğan için hayati” olan seçimin son tarihi,

6 Nisan’dan önce olmalı!

Erdoğan’ın aday olabileceği seçime gitmenin tek yolu Meclisin kendini feshetmesi!

Cumhur İttifakının bu kadar milletvekili yok. Yani 360’ı tamamlayamıyor!

Bu nedenle muhalefet milletvekillerine ihtiyacı var.

Muhalefet, 6 Nisan sonrasındaki seçime gidecek yolu açmayacaklarını açıkladı!

Şimdi düşünme sırası Erdoğan’da.

YSK’ ya da güvenmemeli, çünkü hala Anayasa yürürlükte!

               Ayrıca şu iyi bilinmeli ki Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığını feshederek seçime gitmesi de aday olabilmesini sağlamıyor çünkü, Anayasaya göre 3 kez aday o-l-a-m-a-z…

Erdoğan’ın aday olabilmesi için tek umudu, muhalefetle birlikte hemen seçim kararı alabilmektir!

***

AKP seçim kazanmak için ülkenin kasasını sıfırlama işlemini sürdürüyor!

Ulufeler dağıtmaya başladı!

Aldatmak değil, “Emekçi ve emekli halkın” hakkını vermek zorunda!

             Temel gıda maddeleri, elektrik, su, doğalgaz, hastane yol, köprü ile sağlık ve eğitimin anayasal düzende devletleştirilmesi sağlanmadığı sürece, yapılan “gelir arttırıcı “düzenlemeler göstermelik kalacaktır!

           Diğer bir önemli konuysa, AKP’nin dış güçlere verdiği sözler nedeniyle Türkiye’nin temel ilkesi olan LAİKLİĞİ anayasadan kaldırma girişimidir!

             Bu oynadığı en tehlikeli oyundur! “Tek delikli kaval” misali hem kem sözünden hem de kin dolu yönetiminden artık kurtulmalıyız!

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.