Ünlü aydınlanmacı Fransız düşünür ve yazar VICTOR HUGO (1802- 1885) diyor ki:" Bir okul fazla açın, bir hapishane kapatmış olursunuz."
Eğer okullarda, akla, bilime, teknolojiye, demokrasiye, hukuka, adalete, kardeşliğe, barışa sevgiye... Kısacası çağdaş insan olmaya uygun programlar ve bilgiler öğretiliyorsa evet, o zaman bu düşünce doğrudur.
Ya bunun tersine:
Eğer okullarda, sevgi, barış, kardeşlik, hukuk, adalet... ve demokrasi yerine; ırkçılık, kendisine benzemeyen, kendisi gibi inanmayan ve kendisi gibi düşünmeyen etnik ve azınlık gruplara karşı kin, nefret öğreten, cebir ve şiddet kullanmayı aşılayan düşmanca söylemler öğretiliyor ve çağdaş ve uygar insan yerine ideolojilere kul- köle olacak karakterde militanlar yetiştiriliyorsa o zaman bu tür okullar yine de hapishanenin kapanmasına neden olur mu?
Yoksa bu tür ideolojik militan yetiştiren okullar yeni hapishanelerin açılmasına ve hapishane sayısının artmasına gerekçeler mi yaratır?
Her şeyin başı eğitim der dururuz, Ancak çağdışı, düşmanlaştıran ve çeşitli inanç ve ideolojiler için militan yetiştiren eğitim programları her şeyi çözmez. Tersine toplumsal yapıya telafisi olanaksız büyük zararlar verir.
Akla, bilime, hukuka, demokrasiye, adalete, özgür düşünceye, barışa, sevgiye, kardeşliğe, üretime ve adil paylaşıma yönelik çağdaş ve laik eğitim her şeyi çözebilir.
Bir atasözümüz "Rüzgâr eken fırtına biçer" diyor.
Acaba, çağdaş eğitim nasıldır?
Akla, bilime, özgür düşünceye dayalı; kaynakları, öğretim yöntemi, öğretim araçları, öğreticileri, öğretim programları ve ve program içerikleri çağdaş ve laik olan eğitimdir. Ayrıca laik olmayan, din ve vicdan özgürlüğü sağlayamayan eğitim asla çağdaş olamaz.
Bir topluma özgürlük, huzur, barıs, sevgi ve kardeşlik duygularını egemen yapan eğitim çağdaştır.
Bu Koşullarda Victor Hugo haklı olabilir.
Peki, siz çocuklarınız ya da ülkemizin geleceği için nasıl bir eğitimden yanasınız?
Mersin'e mi gidelim yoksa tersine mi?
Karar sizin.