Simdi ne olacak?
2001 ABD’sinde meydana gelen “11 Eylül İkiz kuleler “faciası sonrası, 3. Emperyalist yayılmacılık ABD başkanlığında başlatılmıştı.
BM’lerde tam bir kovboy edasıyla konuşan Oğul Bush,” bu faciayı yaşatan İslami Terör örgütleri ve kaynaklarını, dünyanın neresinde olursa olsun yok edeceklerini” açıklayan tarihi konuşmasıyla, farklı ve vahşi dünya düzeninin yeni bölümünü açtı!
Böylece, “Müslüman ülkelerin”, potansiyel terörist oldukları batı emperyalistleri tarafından dünyaya duyuruldu…
Suçlu Usame bin Ladin ve El Kaide örgütü olarak ilan edildi…
Ardından, Irak işgal edilerek Saddam devrildi…
∗∗∗
Sovyetler Birliğinin dağılması sonrası yalnız kalan ABD, Pentagon aracılıyla yeni işgal projelerini hazırlıyor, şiddet ve güçle ya da hedeflediği ülkelerdeki işbirlikçileriyle hazırlıklarını yapıyordu…
Irak’la başlayan işgal, Kuzey Afrika’da bulunun ülkelerin yönetimlerini değiştiren Arap Baharıyla devam etti…
∗∗∗
Amaç belliydi!
Dünya’nın en büyük petrol ve doğal gaz alanlarını ele geçirmek…
Petrol konusunda Türkiye’de en yetkin söz sahibi olan Necdet Pamir; “Dünya petrol rezervlerinin %62’lik bölümünün Orta Doğu bölgesinde ve doğal gaz rezervlerinin %72’lik bölümünün de Ortadoğu ile Rusya’da olduğunu açıklamıştı...
Pamir, bu bölgeler dışında kalan yerlerdeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin ancak 47 yıllık ömrü kaldığını ekleyerek, Ortadoğu’nun kapital sistemdeki yerinin çok stratejik olduğuna dikkat çekiyordu…
∗∗∗
El Kaide 1980’lerin sonunda Suudi Arabistanlı milyoner Usame Bin Ladin tarafından kuruldu…
Türkçede "dayanak" ya da "kuruluş" gibi anlamlara gelen El Kaide’yi ABD, Afganistan’da Sovyetler Birliği’ne karşı silahlandırıldı.
Dahası ABD, yeşil Kuşak projesi uyarınca İslami Terör örgütlerine El Kaide aracılıyla lojistik ve askeri destek sağladı…
Para ve silah, İslami tefsirle birleşince, sömürü yayılmacılığının önündeki engelleri yok edecek olan “yeşil kuşak projesi” büyük bir hızla ilerledi…
Bin Ladin, tüm dünyadan cihatçıları, El Kaide saflarında toplamayı başardı...
Taliban’a tam destek vererek Afganistan’dan Rus askerlerinin çıkarılması sağladı…
El Kaide bu başarısıyla bir zaman sonra “İslami Cihat” adına ABD’nin kontrolundan çıktı…
∗∗∗
Hatırlarsanız, İŞİD yıllar sonra, Irak’taki El Kaide’nin kalıntılarından ortaya çıktı ve 2003’teki Irak işgaline cevaben yerel bir “El Kaide “ unsuru olarak ABD ve müttefikleriyle çatışmalara başladı…
Örgüt, 2007’de ABD birliklerinin Irak’ta sayıca artırılmasının ardından, birkaç yıllığına suskun kaldıysa da 2011’de yeniden kanlı çarpışmalarda yer aldı…
∗∗∗
2011’den sonra “İslam Devleti Kurmak isteyenler,” Suriye’deki iç savaşa müdahil oldular, isimlerini değiştirdiler ve DAİŞ olarak El Kaide ile yollarını ayırdılar...
∗∗∗
ABD ve İsrail’in destekledikleri, her konuda güç verdikleri “İslami vekil Savaşçıların” ortak noktası, “Sünni İslam’ın” katı bir yorumunu benimsemeleridir!
Yani ABD ve İsrail, bu bölgede mezhep savaşlarını körüklemeyi, kendilerinin çıkarı olarak gördü ve uygulattı…
İngiltere’deki “King’s College London” öğretim üyesi Michele Groppi, "Suriye’de savaşan örgüt militanları, sosyal ve siyasi yaşamın dini konulardan ayrı tutulamayacağına inanıyor. İnanç uğruna şiddet uygulamanın meşru olduğunu düşünüyorlar.” Diyerek, emperyalistlerin oynattığı kanlı oyuna dikkat çekiyor…
∗∗∗
Emperyalistlerin İslam inancına “yaptığı en büyük hainlik,” inananlarının inancıyla oynayarak, “cihat adına öldürmenin” bir görev olduğu ve de cihat için savaşmayanların, Müslüman sayılmayacaklarına inanmalarını sağlamak!!
∗∗∗
Çağın gelişkinliği yerine, insanların içindeki manevi değerlerin, “dogmalar ve hurafelerle” yok edilmiş olması, eli silahlı canilerin oluşmasına neden oldu…
Bu aldatılmış kişiler, “Cihat” uğruna ölüme koşarlarken, ABD, İsrail ve müttefiklerinin cepleri petrol ve doğalgaz ganimetleriyle doluyor…
∗∗∗
Suriye’de Esat dönemi kapandı...61 yıllık Baas rejimin bitti...
Yerine kimler geldi???
Esat, zülüm, işkence, baskı gibi insanlık dışı yanlışlar yapmıştı, ancak Suriye halkının egemenlik hakkını elinden alan emperyalist anlayışın ve de İslam devleti hayalinde olan bir yapının, Esat’tan farklı olacağının güvencesi nedir?!
Can ve Mal güvencesini kim verecektir???
Güvence ABD ya da İsrail midir???
Kim Suriye Halkının, laik demokratik hak ve özgürlüklerine saygı gösterecektir???
Evrensel mi yoksa şerri hukuk mu uygulanacaktır???
Farklı inanç gruplarının, Sünni, Şii, Nusayri, Hristiyan, Ermeni, Dürzi ve sayamadıklarımla Suriyelilerin, inanç ve ibadetlerini özgürce yaşayabilecekleri bir iklimi Suriye’de kim yaratacaktır??
∗∗∗
Benzeri sorular uzar gider!
Çünkü hem siyasi hem de insani garantiyi oluşturacak istikrarın nasıl sağlanacağı konusunda müthiş bir kuşku var.
Yedi düvelin cihatçılarının yer aldığı bir yönetimden,hak, özgürlük ve kucaklaşma çıkar mı yoksa kaos daha da derinleşir mi bilinmez?
∗∗∗
Suriye Bataklığından Türkiye kendini bir an once kurtarmalidir.