KORK KORKMAZDANUTAN UTANMAZDAN
İnsanın nasıl bir geçmişten geldiği , büyüdüğü ortam hele de çocukluğu geçmişine yön verir hiç kuşkusuz. Bizler büyüklerimizin sözleriyle edep ve tavırlarıyla büyüdük. Çocuk dünyamızda belki o gün anlamıyorduk söyledikleri sözlerin neye tekabül
ettiğini ama şimdilerde ,günümüz yaşamında söyledikleri her bir söz karşılığını buluyor yerine oturuyor.
KORK KORKMAZDAN,UTAN,UTANMAZDAN.
Çocukluğumuzda köydeki şartlarla yaşamaya çalışırken, herkesin bir görevi, biçilen roller vardı.Geçimini hayvancılık ve tarım üzerine kuran köylülerde iş bölümü olurdu. Her bir aile ferdinin görevleri belliydi, erkeklerin görevi bağ bahçe işleri, , kadınların görevi ise aslında belli değildi, hayvanların bakımı ve elde edilen gelirleri, çocukların ve yaşlıların bakım ve hizmetleri kadın emeği üzerinden karşılanır, ve zaman ayırarak bağ bahçe işlerinede katkı koyma zorunluluğu vardı,
Onun için kadınlar ihtiyacı kadar çocuklarına zaman ayıramazlardı.
Bu işin diğer sorumluları Nenelerdi.
Bizimde tamda böyle idi Annannem bize bakıp büyüttü. Anne şefkatinden çok, nene sevgisi öğütlerile büyüdük.
Bazan öyle laflar ederdi ki anlamazdık biz,tekerleme gibi gelirdi…
Ama günümüzde ne çok çıkıyor karşımıza, “kork Korkmazdan, utan utanmazdan”sözünü ne çok kullanırdı nenem.
Evet kimse kimseden korkmaz, helede aynı seviyeyi ve dili kuruyorsanız, konuşarak çözeceğinize inanırsanız her şeyin bir çözümü olur.
Utanma (Ar)duygusu bitmişse, hayattaki tüm değerleri paçavra etmiş yaşamının hiç bir alanında dik durmamış, sisteme yenik düşmüşse, kendi cins bilinci olumamışsa, iyiliği nankörlük saymışsa, toplumsal alanda tek bir sorumluluk almamış, alanları da anlayamamışsa işte onlardan korkacaksın. Kaybedecek zerre bir değeri kalmamıştır. Tek değerleri ve sermayeleri dış görünüştür. Dikkat çekmek için ya birilerinin maşası olur ya birilerinin sözcülüğüne soyunurlar. Ha bir de muhattap alınmak için zorlar, çeşitli yollar denerler.
Kişiliği erezyona ugramış tüm bireylerden uzak durmak gerekir. Çünkü kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamıştır. Ve sistem her geçeni gün değersiz, inançsız insan yığınları oluşturmaya devam ediyor. Her ne olursa olsun inançlarına, değerlerine ,ilkelerine bağlı insanlar yok mu var elbet iyi ki de var. Meyve veren ağaç misali bunlar taşa tutulmuyor mu ? Adını post modern tarz ile eleştiri yapmak koyarak türlü türlü nefret ile kin ile kusanlar. Cins , sınıf, insan bilinci olmayan yenilmiş, yalnızlaşmış yabancılaşmış insan tipidir bunlar.
Ne diyelim, çarşınıza göre pazarınız olsun…
Latife ulutas