MUHALEFETİN ÇÖZÜM ENDİŞESİ
Bu ara sık sık anketler yayınlanmaya başlandı. Yayınlanan bu anketler özellikle muhalefetin haber kanallarında ağırlıklı bir biçimde tartışmaya konu ediliyor. Ne hikmetse yapıldığı iddia edilen tüm anketlerin sonuçları aynı tornadan çıkmış gibi standart bir sonucu vermekle birlikte odaklandığı nokta MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından başlatılan ancak bir türlü isim konulamayan süreçle ilgili olmaktadır. Arada sos amaçlı birkaç farklı başlık eklenmiş olsa da başlatılan sürecin halk tarafından benimsenip benimsenmediği sorgulanmaktadır. Çıkan Sonuçlara bakılırsa çözüm, barış hatta süreç sözcüğüne karşı toplumun neredeyse top yükün karşı olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılıyor. Rakamsal olarak ifade etmeye çalışırsak halkın %70 ve 80 ine yakını herhangi bir çözüm veya barış seçeneğine karşı olduğu  ortaya çıkıyor . Sonuç böyle olunca yaratılan tepkilerin hedefi de doğal olarak Kürtler ve Kürtler adına hareket eden siyasi kurum ve kişiler olmaktadır.  Kurum ve kişileri hedef alan  üsttenci okalaca aşağılama ve hakaretin bini bir para. Söz konusu haber kanalları ortalıkta ne kadar ırkçı Kürt düşmanı kişilikler varsa toplayıp ekranlarına taşıyarak hakaret ettirmek için birbiriyle adeta yarışmaktalar. Düne kadar barış demokrasi hukuk adalet sözcüklerini dillerinden düşürmeyen kişiler , bilinç altlarındaki gerçek kimlikleri ile ortaya çıkarak adeta kin ve nefret kusmayı marifet saymaktalar. Kendini komünist olarak tanımlayanlar dahil olmak üzere bir çok sol ulusalcı Kemalist yazar siyasetçi gazeteci ,Muhalif kişilikler Milliyetçi cenah‘ın bile haz etmediği Ümit Özdağ’ı birden bire demokrasi kahramanı ilan etmeye çalışarak sahiplenmeye başladılar. Oysa söz konusu parti Genel başkanı yaptığı ayrımcı ırkçı söylem ve provokasyonlarla bir çok masum insanın linç edilmesine, hatta öldürülmesine sebep olduğu kamuoyu tarafından bilinmektedir. Tek kaygıları acaba sahiden bir barış ortamı olur da Kürd seçmen muhalefet çeperinden kopar mı? koparsa Belediyelerdeki yerel iktidarımızı kaybeder miyiz ya da ileride yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürtler Cumhur İttifakıı’na kayarak kendilerini  yalnız bırakır mı paronayasına düştüklerini her hallerinden  okumak mümkün.  Tabii ki bunların Kürd siyasetine karşı düştüğü ikircikli ve şizofrenik tutum iktidar cephesini de  oldukça memnun etmişe benziyor. Çünkü ilkesiz tutarsız bir muhalefet anlayışı iktidarın her zaman kendi lehine kullanabileceği bir durumdur ve bu durumdan olabildiğince yararlanmayı  bir fırsat olarak değerlendirmektedir.  Oynadığı oyunun asıl mahiyeti de bu değil midir? Muhalefetin kaygı duyduğu süreçle ilgili en son adaya giden İmralı heyetinin somut bir açıklama yapmamış olması,  en azından  herhangi bir olumsuz durum olmazsa somut bir  açıklamanın şubat ayı sonlarına veya mart ayına kadar sarka bileceği ihtimalini hatırlamakta yarar var. Ayrıca bu sürecin çok kolay sonuçlana bilecek bir süreç olmadığını,Suriye’deki yönetimsel şekillenmenin ve Suriye’deki Kürtlerin  Pozisyonu ile bağlantılı olduğunu söylemek heyecanlı muhaliflere hatırlatmakta yarar var.