Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti
Son günlerin tek gündemi yeni açılım. Bu konuda yıllarca teröre karşıt siyaset yapan MHP, inanılmaz bir dönüşle bebek katili PKK liderine zeytin dalı uzattı. DEM ekibi gitti İmralı’ya, geldi İmralı’dan. Tekrar gitti, bu kez mektupla döndüler. Mektup son derece politik bir dille yazılmış olup, uzmanlar mektuba değişik yorumlar getirdiler. Yetkili ağızdan birisi çıkıp gönderilen mektubun ne içerdiğini kamuoyuna açıklamadı. Mektup için bir taraf tüm teröristleri bağlar derken, bir DEM sözcüsü PYD’yi bağlamaz diyor.
Terörsüz bir yaşam hepimiz için büyük bir memnuniyettir. Hiç kimse kan aksın istemez. Bu terör görüşmelerinin gerçek muhatapları ABD ve AB değil mi? Yıllardır bunları besleyen, büyüten, donatan, her türlü savaş malzemelerini veren kim? Ağadayıları Emperyalistler !! Yazılan senaryo oynanıyor. Zaten onlar PKK’nın ipini çektiler. Onlar desteği çekince de örgüt kımıldayamaz. Geçmiş yazılarımda defalarca dile getirdim ve örnek olarak da “ Ölümü gösterip, Sıtmaya razı edecekler” Suriye’deki SDG+PYD’ye evet denmesi karşılığı, dedim. Bu Büyük Ortadoğu projesinin bir gereği. Suriye’nin kuzeyindeki PYD’nin varlığı İsrail’in güvenliği için gerekli. Geleceğe dönük genişleme senaryoları da hazır. İşte burada Sayın Erdoğan’a tarihi sorumluluk düşüyor. Sayın Erdoğan bir şekilde Apo’nun mektubu PYD’yi de kapsıyor diyerek, onların da tasfiyesini istemelidir ve isteyeceği inancını taşıyorum.
Tüm bu oynanan oyunlar nasıl bir siyaset içeriyor kamuoyu bilmiyor. Çünkü neler konuşuluyor, ne aldık ne vereceğiz bilinmiyor.
Tüm bunlar yaşanırken, yıllarca CHP’de üst düzey görevler yapmış ve siyasi tarihimizin çınarlarından Sayın ÖNDER SAV’ın, TBMM’de bir Emperyal oyunun nasıl bozulduğu ile ilgili tarihi mektubu :
1 MART 2003 Teskeresi tarihimizin önemli dönüm noktalarından birisidir. Bugün Güneydoğu sınırımıza yakın ülkelerle halen süren anlaşmazlık ve sıkıntılı durum, geleceğimizi tehdit eden GÖÇ dalgası, vahametini ve ciddiyetini korumaktadır. Uzun zamandır süregelen UKRAYNA ve FİLİSTİN halklarının yaşadığı eziyet , sıkıntı, ve ölüm haberleri, insanın içini acıtan görüntüler, yayılmacı emeller taşıyan emperyalistlere karşı 1 Mart Direnişimizin anlam ve önemini çok iyi anlatmaktadır. Ülkemizde, beceriksiz, acemi, Mustafa Kemal Atatürk’ün “YURTTA SULH CİHANDA SULH” ilkesini yok sayan siyasetçiler, “ 1 Mart 2003 ruhunu”kavrayabilmiş olsalardı bugünkü açmazlara düşülmez, acılar yaşanmazdı. 1 Mart 2003 günü TBMM’deki direniş,bugün sürdürülen yanlış, muhteris Başkanlık Sisteminin sıradanlaştırıp önemsizleştirdiği Parlamenter Rejimin, ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştur. 1 Mart Tezkeresinde yazılı olan ”…62 bin askeri personelin ve hava unsurları olarak 255 uçak ve 65 helikopteri aşmamak kaydıyla yabancı silahlı kuvvetler unsurlarının, hükumetin tespit edeceği mücavir bölgelerde geçici olarak konuşlandırılmak üzere Türkiye’de bulunmasına… Bu amaçla Türkiye’ye gelecek yabancı kara kuvvetlerinden destek unsurları dışındaki muharip unsurların konuşlanabilecekleri bölgelerden Türkiye dışına intikallerinin en kısa sürede tamamlanmasına…” olarak sıralanan vahim istekler, kabul edilmiş olsaydı aradan 22 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün muhtemelen ülkemiz işgalinin ve ona karşı halkımızın direnişinin tarifi imkânsız sıkıntılarını yaşıyor olacaktık.
TBMM de KAPALI OTURUMA geçilmeden önce kürsüde yaptığım ve yakınlarıma önemli bir miras olarak bırakacağım konuşmada, o gün için var olan ve gelecekte de karşılaşacağımız güçlüklerin, dert ve sıkıntıların altını çizmiştim. Kapalı oturumda bugün rahmetle andığımız Genel Başkanımız Sayın DENİZ BAYKAL’ın çok etkili, aydınlatıcı ve TBMM’ye yön verici konuşmasının önemi tartışılamaz. Aradan 22 yıl geçmesine karşın açıklanmamış olan “kapalı oturum tutanakları” yayınlanınca gerçekler bütün yönleri ile görülecektir.
Ülkemize musallat edilmek istenilen yukarıda değindiğim geleceğimize ambargo koymak isteyen tehlikeye başta CHP’liler olmak üzere 100’e yakın sayıdaki AKP’li vatansever milletvekili de oyları ile DUR demiştir. 1 Mart 2003 tarihinde görev başında olan CHP yöneticilerinin ve milletvekillerinin caydırıcı, iktidar milletvekillerini bile ikna edici, oy ve kararlarını değiştirecek derecede etkili muhalefet anlayışı, günümüzde CHP’yi yöneten kadrolara örnek olmalıdır.
İlkelerimizi, kurucu felsefemizi, benliğimizi ve MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün ilke ve devrimlerini unutmadan tıpkı 1 Mart’ta olduğu gibi değişik siyasal anlayışlarda olanlara etki ederek yön verme kararlılığı içinde olmalıyız. 1 Mart 2003 başarısını, başta CHP milletvekilleri olmak üzere RED OYU veren AKP’li milletvekillerine borçluyuz; cesaretlerine ve yüreklerine sağlık. 1 Mart 2003’teki EMPERYALİST heveslerin ülkemizde tekrarlanmaması ve başta Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal olmak üzere aramızdan ayrılan kahramanlarımıza rahmet dikeklerimizle sevgiler, saygılar sunuyorum.
SON SÖZ:
Zorluklar, zamanında
yapmamız gerekip de
yapmadığımız kolay
şeylerin birikmesiyle oluşur.
HENRY FORD