8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
Merhaba değerli okuyucular, bugünün anlam ve önemine binaen kardeşim Mert ile, benim duygularımı ve düşüncelerimi paylaşmamın daha uygun olacağını düşündük o yüzden bugün için bu görevi kardeşimden devraldım.
Öncelikle, 8 Mart, yalnızca kadınları hatırladığımız bir gün değil, onların haklarını ve verdikleri mücadeleyi anlama ve destekleme günüdür. Kadınların eşit haklara sahip olması, toplumun her alanında var olabilmesi ve şiddetten korunması için yıllardır süren bir mücadele var. Türkiye’de bu mücadelenin en büyük destekçilerinden biri Mustafa Kemal Atatürk’tü. O, kadınların eğitim almasını, çalışma hayatında yer almasını ve siyasette söz sahibi olmasını sağladı. 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyarak, Türkiye’yi birçok Avrupa ülkesinden önce bu konuda önemli bir noktaya taşıdı. Ancak, bir zamanlar bu haklarda öncü olan bir ülkenin, bugün kadın cinayetleri ve toplumsal eşitsizliklerle anılması düşündürücü bir durum.
Fakat değişim ancak harekete geçmekle mümkündür. Yalnızca yasalarla değil, aile içinde ve toplumun her alanında erkekler ve kadınlar arasındaki en küçük eşitsizlik parçalarını ortadan kaldırarak başlanmalıdır. Dedemin de hep söylediği gibi, “kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi özgürlüğü, bir ülkenin demokrasisini ve gelişmişliğini bambaşka bir noktaya taşır”. Ne yazık ki, kadınların yalnızca sosyal özgürlüğü değil, ekonomik bağımsızlığı da tam anlamıyla sağlanmadan gerçek eşitlik mümkün değildir. Kadın haklarının korunması için günümüzde de güçlü yasalara ihtiyaç var. İstanbul Sözleşmesi, kadınları şiddetten korumayı amaçlayan önemli bir anlaşmaydı, ancak Türkiye’nin bu sözleşmeden çekilmesi kadın hakları konusunda endişeleri artırdı. 8 Mart, kadınların eşit ve güvenli bir yaşam sürdürebilmesi için verilen mücadeleyi hatırlamak ve desteklemek adına hepimizin sorumluluk alması gereken bir gündür. Toplumun her kesiminde bu bilincin yerleşmesi ve yayılması dileğiyle…
Ceren Alya Demir