HALKA RAĞMEN ASLA
Halk artık mutlu bir güne uyanma şansını yitirdi. Ülkeyi adeta kara bulutlar kapladı. Ünlü söz vardır; “Ya bu deveyi güdersin, ya da bu diyardan gidersin” Her yeni gün, siyasetin yarattığı olaylar ve sonuçlar artık toplum vicdanını kanatır hale geldi.
Halk, ekonominin yarattığı yokluk ve yoksulluk içinde kıvranırken Sayın Erdoğan nasıl yeniden Cumhurbaşkanı olurumun peşine düştü. Yapılacak yeni seçimde aday olamayacağını bilmesine rağmen, yine de ne olur ne olmaz, yoluna çıkacak dikenleri tek tek temizlemek istiyor.
İmamoğlu’nu yargı yoluyla mahkum etmekle kalmadı, diplomasını da bir biçimde geçersiz saydırdı. Bu bardağı taşıran son damla oldu. Yıllardır adeta sessizce konser izler gibi duran halk, korku duvarlarını yıkarak yeterrrrrr diye meydanlara koştu. Diploma kararından sonra üniversite öğrencileri de halka destek verdiler ve derslere boykot kararı aldılar.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, toplumun Proje Okullar diye adlandırdığı okullarda 6 bin öğretmen başka okullara gönderildi. Bu uygulamalara İstanbul, Ankara ve İzmir’deki Proje Lise öğrencileri de boykot kararı aldı. Yurt genelinde yaklaşık 2500 proje lise var. Ortalık ayağa kalkınca AKP iktidarının içindeki en ideolojik bakan olan Sayın Tekin “bu öğrenci eylemleri siyasidir” dedi ve 4 yılı dolduran öğretmenler yer değiştirilebilir diye de ekledi!!!
Soru şu: Bu durumda olan 38 bin öğretmen içinden neden 6 bini yer değiştiriyor.
Bu değişime muhatap 6 bin öğretmen hangi kriterlere göre değiştiriliyor?
Öğretim yılı bitmesine iki ay kala bu ne acele? Anadolu’da bir söz vardır “Dibine mi yandı” derler.
Bu 6 bin öğretmenin süresini neden uzatmadınız?
İddia şu: Bu proje okullara yeni getirdiğiniz öğretmenlerin iktidara yakın sendika üyesi oldukları!!!
Diğer yandan tayin edilen öğretmenler hangi sendikaya kayıtlı? Bu soruların cevabını vermeye kalkmayın, toplum bunların cevabını çok iyi biliyor.
Sayın Tekin, 10 yıllık MEB Müsteşarlığı’nda yeterince laiklik karşıtı değişimler yaptı. Bu başarısı nedeniyle, ödül olarak rektör olarak atanabilmesi için de kişiye özgü günü birlik yasal değişiklikler yapıldı.
Sayın Erdoğan, dindar ve kindar nesiller yetiştireceğiz demişti. İktidarları sürecinde İHL’yi çoğalttı. Ancak bu pek başarılı olmayınca, sıra devlet liselerine gelmişti. Bu okullarda da umduklarını bulamayınca yandaş öğretmen değişiklikleri ile başaralım dediler.
Değerli Okurlar; Bu siyasi irade göreve geldiği günden beri dindar nesiller yetiştirmek için dindarlığı hep öne çıkardı. Bu bir yanılgı idi. Ahlak eğitimi öncelenmeliydi. Ahlak olmadan dindar olamazsın. Toplum bakıyor, Tarikat ve Cemaat yurtlarında dindar nesiller yetiştirmek isterken, ahlaka aykırı olaylar yaşandı. Bu yaşananlar inançlı kişileri çok üzdü. Öyle bir hale gelindi ki, gençler o tür dindar geçinenleri gördükçe dinden soğudular. Toplum bu yaşananlardan iktidarı sorumlu tuttuğu için, iktidara güvenlerini yitirdiler. Şimdi iktidar %100 doğru bir icraat yapsa bile “acaba altında bir bit yeniği mi var” diye düşünür hale geldi.
Siyaset ustası Sayın Erdoğan, tüm bu yoğun yaşanan kargaşada toplum psikolojisini okuyamaz duruma geldi. Toplum psikolojisi ancak sahada olmakla sağlıklı yapılabilir. Sayın Erdoğan artık toplumdan uzak, halktan kopuk… Sarayda yaşadığı için, danışmanların anlattıklarına göre kararlar alıyor. O kararlarda toplum yaşamından çok uzak.
Sayın Endonezya Cumhurbaşkanı, TBMM konuşmasında, ATATÜRK ve ilkeleri ile ilgili tarihi dersini vererek, bizim nasıl treni kaçırdığımızı bir kez daha suratımıza çarptı.
SON SÖZ: BANA KİNİN NEFRETİN SEVGİSİZLİĞİN RESMİNİ YAPAR MISIN...