Hey benim dil bilmez,bilmece çözmez,gözleri görmez,ayakta durmaz,okuma bilmez zavallı halkım.Bütün hesaplar senin üzerinde yapılır.Bütün soygunlar senin üzerinde yapılır.Bütün kanlı katliamlar senin üzerinde yapılır.Yapılır ki ilahların keyfi bozulmasın.Yapılır ki ilahlara kurbanlık koçlar kesilsin.
Hey benim garip halkım.Sen o kadar kendinden bir şeyler verdin ki,sana, sen diyecek kimse kalmadı.Sana insan muamelesi yapacak kimse de kalmadı.İnsan mısın, başka bir şey misin ? Bunu sen de bilmiyorsun.
İnsanlar ölüyor.Sokak başlarında insanlar vuruluyor görüyor musun? Ne için ölüyorlar.Ölen kim,öldüren kim biliyor musun? Ölen de sensin,öldüren de sensin.Sen artık insan değil bir ölüm makinesi oldun.Neden mi? Beylerin saltanatı sürsün diye.
Üstat Nazım Hikmet ne demişti?
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Ey halkım.Artık bir şeyler söyle.Söyle ki evlatlarımız ölmesin.Söyle ki açlıkta insanlar ölmesin.Söyle ki hiç kimse dininde,ırkında,dilinde,cinsiyetinde ve renginde dolayı ölmesin.
Ey halkım faşizme boyun eğme.Faşizme boyun eğen hiç kimse ayakta kalmamıştır.