Deprem öldürmez, bina öldürür
Ülkenin içinde bulunduğu yakıcı dertler bitmeden bir de İstanbul 6.2 depremle sarsıldı. Bu deprem halkta büyük bir panik yarattı. Bir kesim İstanbul dışına çıkarken, çıkma olanağı olmayanlar ise talandan kurtulmuş bir açıklık bulabildiyse oraya çadır kurarak gecelediler. Uzmanların kimi daha büyük depremin olabileceğini iddia ederken, kimisi başka büyük bir deprem beklemediğini iddia ettiler. Halk bu iddialardan kulağa daha hoş geldiği için ikinci gruptaki iddiaları sahiplendi.
Tüm çevre depremi konuşurken, Sayın Bahçeli, 7 şiddetinde sarsıntı yaratan bir iddia ortaya atmaz mı !! “ İstanbul hak eden ellere emanet edilmeli diyerek kayyım atanma imasında bulundu.” İlginçtir Sayın Bahçeli bir süre önce Ekrem İmamoğlu davası uzamamalı, CHP’ye de kayyım atanması uygun değil gibi konuşmalar da yapmıştı.
Sayın Bahçeli, kayyım için öneriniz büyük ihtimalle AKP’li biri olacak. Peki İstanbul’u bu hale getirenler AKP’liler değil mi? Bu yönetime ortak olmadan, Sayın Erdoğan ve AKP için bu talanlar konusunda söyledikleriniz halen kulaklarımızda. Bugün ne değişti de, etraf toz pembe oldu?
Bu kente biz de “ ihanet ettik, Allah affetsin” diyen Sayın Erdoğan, bir deprem anında toplanılabilecek alanlarının %95’ini imara açmadı mı?
Kentte boş alan kalmadığı gibi estetiğini de yok ettiler. 6 Şubat depreminde yerle bir olan kentlerin Belediye Başkanlıkları yıllarca AKP’de değil miydi ? Yıllarca İstanbul Belediye Başkanlığı da sizlerdeydi, deprem adına hangi önlemi aldınız? Bırakın önlemi, tüm yeşil alanlar hatta askeri alanları da ranta açtınız.
Değerli Okurlar; Sayın Erdoğan’ın başkanlığında AFAD’da depremle ilgili yapılan toplantıya İstanbul Belediyesi’ni temsilen bir kişi bile çağrılmıyor. AKP’nin İl Başkanı’nın bile geldiği toplantıya, 16 milyonun %52-53 oyuyla seçilmiş ekipten bir temsilcinin olmaması akıl tutulmasıdır. Bu nasıl bir particiliktir? Böyle yaparak mı depremle ilgili problemleri çözeceksiniz? Çözemezsiniz !! Bir de Sayın Erdoğan, “ Bu olaylara siyaset karıştırılmamalı” diyor !! Bu tür konuşmalar yaptığınız sürece söylediklerinizin güvenilirliği de artık toplumda karşılık bulmuyor.
Acı olan da dünyanın incisi olan İstanbul’un plansız programsız ranta kurban edilmesi. Bitti mi hayır !! Şimdi de Kanal İstanbul diyerek şehrin bağrına hançer sokmaya uğraşılıyor. Bu kanalla Türkiye’nin geleceğini yok edeceksiniz farkında değil misiniz?
FIKRALAR HAYATIN YANSIMASIDIR
"Avcılar, Temel’in önderliğinde ormanda ilerliyormuş. Karşılarına küçük bir delik çıkmış. Temel:
-Yatın, tavşan deliği, demiş. Yatmışlar. Delikten tavşan çıkmış. Avlayıp yola devam etmişler.
Yolda bakmışlar, daha büyük bir delik...
Temel:
- Yatın tilki deliği, demiş. Yatmışlar. Tilki çıkmış, vurmuşlar.
Sonra delik büyümüş:
- Yatın ayı ini, diye bağırmış Temel... Ayıyı da avlamışlar.
Temel’in her şeyi bilmesinin rahatlığıyla keyiflenmiş avcılar... Bir süre sonra kocaman bir delik çıkmış karşılarına... Temel‘e bakmışlar. Temel:
- Uşaklar, demiş, “...ne çikacağunu bilmeyrum. Siz yatın, ne çikarsa bahtumuza! ”
Ertesi gün gazetelerde şu haber varmış:
“Dört avcı, tren altında kaldı.”
“ Millet, kocaman kapkaranlık bir deliğe doğru götürülüyor...”
“ Sonucu sistem mi yoksa millet mi belirleyecek ?”
“ Göreceğiz.” (alıntı)
SON SÖZ: "Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa ama gülebilmek için birini ağlatma ve çıkarların için de hiç kimseyi satma" BALZAC
