Kim çalıyor tellerini
Kim okuyor elifini hecesini
Gömecekler daha nicesini
Kan akıyor Fırat bakıyor.
Kim söyledi bu türküyü
Kim vurdu bu güvercini
Kim kanda çiçek yetiştirdi ki
Kanla çiçekler açmaz ki
Zeytin dalı kan damlıyor
Her damlası yüreğime damlıyor
Köşe başlarında güvercinler ölüyor
İnsanlar ucuz, pahalılık dörtnala gidiyor
Fırat hırçınlaşma ne olur
Bir kâbustur bir gün sabah olur
Güvercinler divanında sema durur
Zeytinler çiçek açar, insanlar dem bulur.
M.Yuka 1991
Ölüm kolay kabul edilecek bir şey değildir. Ölüm bütün canlılar tarafında ret edilir. Rüyada bile vücut ölümü kabul etmez. Rüyada yüksek bir yerde düşen insan, yere çakılmadan uyanır.Yani vücut yere çakılınca öleceğini bilir ve ölümü kabul etmez.
Son günlerde ölüm adı her yerde anılır oldu. Gencecik bedenler toprağa verilir oldu. Bizden, sizden, onlardan olması hiçbir şeyi değiştirmedi. İnsanlar ölüyor. Gençler ölüyor.Bir daha dönmemek üzere ,gidiyorlar aramızdan.
Şehit diyorlar bu ölümlere. Yani bu şehitlik bir türlü ölümü kutsamaktır.Ne mutlu şehit ailesine deniyor.Bir bakan ben de şehit olmak istiyorum diyor.Bir bakan da diyor ki 400 vekil verseydiniz bunlar olmazdı.Bir bakan gene diyor ki cumhurbaşkanı yerine başkan seçseydiniz bu kiriz olmazdı diyor.Demek ki bu ölümlerin AKP yenilgisi ile yakın bir ilişkisi var.
Ölümlerin önü alınamıyor. Her gün benim ülkemde çiçekler soluyor. Ey insanlık bu gencecik bedenler neden toprağa gömülüyor. Ey insanlık bu ölüm kapını çalmadan uyanmayacak mısın? Ey insanlık bu çocuklar ne için ölüyorlar? Sorguluyor musun? Ey insanlık bu ölümler ne zaman son bulacak, bileniniz var mı?
İçim acıyor içim. Televizyon başında, Şırnak’ta öldürülen Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenaze namazını izliyorum. Anadolu’da ağıtlar töredendir. Ama Ali Alkan’ın cenazesindeki ağıttan ziyade bir haykırışa dönüşüyor. Kardeşleri cenaze başında bir türlü o gencecik bedenin ölümünü kabul edemiyorlar. Binbaşı olan ağabey çözüm,barış diyenler şimdi neden savaş diyorlar.Ölüme isyan gittikçe büyüyor.
- Diğer şehit cenazeleri de çok tepkili geçiyor.Artık insanlar ölümleri sorguluyorlar.Bu çocuklar neden ölüyor..
Ne demişti büyük şair hasan Hüseyin kandan kına yakılmaz.
Vurma dedim vurulursun
Kandan kına yakan var mı?
Kandan kına bre yezit
Yakınıp da onan var mı?
Sen yarını ne sanırsın
Yarın vuran bre yezit
Bu dünyada barınır mı
Kanlı el kanlı ekmek
Sofra değil leş başı bu
Sofra değil bre yezit
Sardı dünyayı kokusu
Sevmek ağlamak gülmek
Hakkın değil bre yezit
Seninki kahpe korkusu
akrep desem yılan küser
yılan desem sırtlan kızar
soyun sopun bre yezit
bu susar o susar
susmaların bre yezit
elbette ki bir sonu var
Bu kanı durdurun.Bu kanın akmasını nasıl başlattıysanız öylece sonlandırın.Bu ülke çığırda çıkıyor.Türkiye birilerinin hatırı için Suriyelileşiyor.Ülkeyi böldünüz.Ülkeyi ayrıştırtınız.Kimine Kürt dediniz ve ötekileştirdiniz.Kimine Alevi dediniz ötekileştirdiniz.Sonra bu ötekileşen halkları karşı saflara attınız.Bir mezhebe sırtınızı dayadınız.Çünkü o mezhep sizi iktidar etmeye yetiyordu.
Ey halkım, sizleri çatıştırmak için az şey mi yapıldı? Önce 32 genç IŞID ısmarlamalı katledildi. Sonra 2 polis hunharca öldürüldü. Bunun akabinde bir uzman çavuş öldürüldü. Bütün bunlar olurken, Kandil bombalanmaya başlandı. Hükümet savaş, savaş savaş dedi. Savaşın geldiği nokta işte burası. Hani analar ağlamasın demiştiniz? Şimdi neden anaların ağıtları üzerinde umut oluşturdunuz.
Ey Savaş diyenler şimdi mutlu musunuz? Huzurlu musunuz? Demek gelmiyor içimde.