Türkiye son günlerde, Kürtlere karşı sistemli bir saldırı başlattı. Kayseri’de, Kürt bölgelerine giden otobüsler durdurularak, Kürt kimliği yoklaması yapıldı. İstanbul otobüs terminalinde, telefonda Kürtçe konuşan bir genç linç edilerek öldürüldü. HDP nin genel merkezi dahil, Türk bölgelerindeki bütün parti büroları basıldı. Türk bölgelerindeki Kürtlerin bütün işyerlerine saldırılar düzenlendi.Ankara’nın bir ilçesinde Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları mahalleye baskın düzenlendi.Yozgat’ın girişine köpek girebilir ,Kürt giremez diye ırkçı bir tabela asıldı.Bolu’da Kürt inşaat işçilerine saldırıldı ve 8 işçi ilçeden zorla çıkarıldı.Vs.Vs.Sözün kısası,Türkiye’de bir iç savaş nasıl olabilir diye bir prova yapıldı.ülkenin batısındaki Kürtler bir anda şok oldular ve doğduğu topraklarda mülteci konumuna düştüler.
AKP hükümeti olup bitenleri sadece seyretti. AKP nin kontrolündeki polis HDP genel merkezine yapılan saldırıyı sadece izledi. Devlet açıkta taraf oldu. Faşizm ve onun ideolojisi olan ırkçılık kan ve öfke kusmaya başladı. Onlara göre Kürt olmak suçtu. Allah Kürtleri yaratmakla suç işlemişti. Kürtlerle hesaplaşmaya çalışırken esasında Allah ile hesaplaşmaya girmişlerdi. Çünkü bu Kürtlerin varlığında birinci derecede Allah sorumluydu. Kürtlere saldırırken tekbir getirmeyi de ihmal etmiyorlardı. İşte öylesine kendi içlerinde de ters bir çelişki yaşıyordu faşizm.
IRKÇILIK, MEZHEPÇİLİK VE SURİYELİLEŞMEK
Bir güçlü el Türkiye’yi hızla Suriyelileştirmeye çalışıyor. Türkiye yıllardır din, mezhep ve ırk üzerinde ayrıştırılmaya çalışılıyor. Ne yazıktır ki kafası bir mezhep ile yıkanmış insanlar bunu göremiyor. Görmek istemiyor. Bize bir şey olmaz diyor. Peki, Türkiye halkları nasıl ayrıştırıldı? Bu ayrışmayı nasıl başarabildiler. Gelin hep beraber buna bir göz atalım.
1-Önce ılımlı İslam dediler. Bu ılımlı İslam anlayışı Mısırdaki Müslüman kardeşlerin İslam coğrafyasına egemen kılmaktı. Libya, Tunus, Cezayir, Mısır, Türkiye, Suriye ve Irakta uygulanacaktı. Sünni mezhebi esas alınacaktı. Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ise bu işin finansörlüğünü yapacaktı.
2-Bu mezhepçilik anlayışında Şiiler dışlanacaktı. Çünkü Şiiler emperyalizmle fazla barışık değillerdi. Bu bağlamda TÜRKİYE’DEKİ Aleviler de devletten dışlandı ve devlet bürokrasisi Alevilerden arındırıldı.
3-Suriye’de başlayan mezhep temelindeki iç savaşta Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan açıkça Sünnicilerin yanında yer arak taraf oldu. Bu mezhepler savaşında taraf olmak Anadolu Alevilerini tedirgin etti. Çünkü IŞID her gün Alevi kafası kesiyordu ve medyada yayınlıyordu.
4-Suriye iç savaşında var olan ve Türkiye’nin desteği ile gelişen IŞID ,Suriye’nin kuzeyindeki Kürtleri imha etmeye başladı.Kürtler doğup büyüdükleri bu topraklarda korumaya başladılar.IŞID ilk yenilgiyi Kürtlerden tattı.Türkiye ile IŞID Kürt düşmanlığından birleşti ve Kobani onlar için mutlak bir yenilgi oldu.
5-Kobani’de IŞID’ın yenilmesi Sünni İslamcıları rahatsız etti ve alttan alta bir Kürt düşmanlığı gelişti.Kürtlerin yaşadığı bütün bölgelere Selefi ve Cihatçı guruplar saldırıya geçti.
6-Bu saldırılar hızla devam ederken, Kürt Hareketini desteklemeye gelen 32 Türk Sosyalist genç bir Adıyamanlı canlı bomba tarafında öldürüldü. Hükümet bu ölümlerde IŞID’ı sorumlu tuttu. Bu canlı bomba ölümü her yanı ile karanlıktı, şaibeliydi.
7-Bu ölümlerden sonra 2 tane genç polis öldürüldü. PKK önce bu ölümleri üslendi sonra ret etti. Ama bu ölümler de şaibeliydi. Bu polisler Sol eğilimliydi.
8-Hükümet bütün bu ölümlerde IŞID ı sorumlu tutarken birden bire kandilde PKK kampları bombalandı. Kaç ölü kaç yaralı belli değildi.
9-Kandil bu bombalamadan sonra askeri bölgelere ölüm tuzakları kurdu.İlk tuzak Siirt’tendi,sonrası Hakkari Dağlıca’dan geldi.Daha bunların cenazeleri kalkmadan ,Iğdır’ın Dilucu Sınır kapısına polisleri taşıyan servis aracı havaya uçuruldu ve 14 polis şehit oldu.
10-Bundan sonrası malum,uyuyan hücreler harekete geçti ve Kürt vatandaşlar avlanmaya başlandı ve onlara mülteci muamelesi yapıldı.
11-Bu halkı kendi gelecekleri için bölenleri korkmaya başladılar,çünkü suçları çok fazlaydı.Bu devlet gücünü eline geçirenler önce Alevileri,sonra Kürtleri dışladılar ve ötekileştirdiler.Dışladıkları ve ötekileştirdikleri bu insanları şimdi ise hainlikle suçlayarak hedef tahtasına oturtuyorlar.
12-oysaki ölen bu şehitlerin büyük bir çoğunluğu ya Alevi idi, ya da Kürt kökenli insanlardı. Aleviler ve Kürtler kendi şehitlerine bile sahip çıkamıyorlar ve Cem Evinde, Alevi şehit’in cenazesine müsaade etmiyorlardı.
13-Elleri ile kurt kulağı yapan bir saldırgan gurup ortaya çıktı ve Kürtlere saldırdı. MHP bunların bizimle uzaktan yakından alakamız yok dedi ve sahiplendi. Alperen ocakları da bunlara sahiplenmedi. Daha sonra anlaşıldı ki AKP nin gençlik yapılanması olan Osmanlı Ocakları diye bir örgütmüş. Köksüz ve ideolojisiz bu örgüt Hürriyet Gazetesi baskını ile kendini duyurmaya çalıştı.
14-Bütün bu çalışmalar gösteriyor ki birileri bizi hızla bir iç çatışmaya sürüklüyor. Maazallah eğer bu ülke karışırsa bu ülkede ne Kürt kalır, ne Türk kalır,ne Alevi kalır,ne de Sünni kalır.Biz bu iğrenç iç savaşları, Sırbistan’dan da gördük,Suriye’de gördük,Libya’da gördük,’Irak’ da gördük.Bu ülkeler de bütün ırklar ve mezhepler de yok oldular .Devletleri de yok oldu.Şimdi soruyorum,Libya veya Suriye diye bir devlet var mı?