Terör, tanım olarak, insanları yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek için zor kullanma ya da tehdit etme eylemidir. Terörün en önemli özelliklerinden biri hedefini rastgele seçmesidir.
Terör büyük çaplı korku veren ve bireylerde yılgınlık yaratan bir eylem durumunu ifade ederken; terörizm, siyasal amaçlar için mevcut durumu yasadışı yollardan değiştirmek amacıyla örgütlü, sistemli ve sürekli terör eylemlerini kullanmayı bir yöntem olarak benimseme durumudur.
Terörizm; siyasal hedeflere ulaşmak için toplumun demokratik ikna ve eylem yoluyla barışçı davranışına karsı, hukukun üstünlüğü ve devlet otoritesini tanımayan, güçsüzlüklerini gizlemek için demokratik otoriteleri kitlelerden kopararak halka karsı şiddet kullanmaya yöneltmeyi amaçlayan, kendi güç ve doktrinleri ile sağlayamadıkları halk desteğini ve ayaklanmasını sağlamak için tarihsel görevlerinin olduğuna inandırılmış çeşitli unsurlardan oluşan ve uluslararası destek gören örgütlerin, tahripkâr silahlarla donanmış olarak gelişmiş taktikler kullanan, insanlığı hakir gören, ahlaki hiçbir temeli bulunmayan siyasi hedeflere ulaşmak için insan hayatini hiçe sayan, masum insanları hedef alan ve hiçbir savaş kuralı tanımayan, geleneksel politik suçlardan farklı, metodik, örgütlü, sistematik, öldürme, kaçırma, korkutma ve tahrip eylemleridir
12.04.1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ise terörü söyle tanımlamaktadır:
“Terör, baskı, cebir, şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyeti’nin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir.”
Bütün tanımlamalar ülkemizde ve Dünya da var olan terör ve terörizmi tanımlayan açıklamalardır.
Peki, dönüp ülkemize özellikle de 7 Haziran seçimlerinden sonraki üç aylık sürece şöyle bir bakalım.
Ülkemizde insanların özgür iradesine sandıkta çıkan sonucun kendi istek ve talepleri doğrultusunda tecelli etmediği için daha hemen ilk günde müdahale edilmedi mi?
Edildi edilmeye devam ediliyor.
Peki, bunun karşılığı nedir insanları yıldırmak sindirmek özgür iradesine müdahale etmek değil mi?
O zaman bunu yapan zihniyet yukarda yapılan Terör tanımına aynen uyuyor mu aynen de uyuyor.
Bu gün ülkemizde Anayasa askıya alınmış insan hakları yok sayılmakta ve 120 – 130 bin nüfuslu ilçeler iller 8 – 9 gün dışarıya çıkmaları yasaklanıyor ve orada kafasını dışarıya çıkaranlar keskin silahlarla tarayarak 15 – 16 kişiyi öldürebiliyorsa orada hukukun üstünlüğü ya da hukuktan demokrasiden bahsetmek mümkün mü?
Bahse konu ilçeye Türkiye Cumhuriyeti bakanını bile sokmayan zihniyet terör baskı şiddet korkutma ve sindirme veya tehdit yöntemlerine başvurmuş olmuyor mu?
Bu zihniyet İnsanlığı hakir gören insan hayatını hiçe sayan bu güne kadar son üç ay içerisinde sadece resmi elbiseli yüzlerce vatandaşımızın kardeşimizin şehit edilmesi kara toprağa gömülmesi yüzlerce sivil vatandaşımızın öldürülmüş olması ahlaki ve siyasi insani anlayışa sığmayan bir anlayıştır ve davranıştır.
Bu davranışın asıl sahibi bu olaylara sebep vererek öncelikle egosunu tatmin etmek adına sonra da siyasi hedeflerine ulaşmak için insanı ve insan hayatını hiçe sayan yezit zihniyeti ile siyasi ve devlet gücünü kullanarak tüm Türkiye halklarını bir iç savaşa sürüklemektedir.
İnsanları Kürt, Türk diyerek bölmek ve Kürtleri hedef göstererek onların yakılmasına Kürtçe konuştu diye bıçaklanmasına sebep olmak terörizm değil de nedir?
Bütün bu yapılanlar terör değil de nedir?
Birileri siyasal anlayışı ve hedefi olan halifelik diyelim başkanlık diyelim her şekli ile diktatörlük hevesleri uğruna bu ülkeyi kana bulamış kan gölüne çevirmeye çalışmaktadır.
Bu hedefi için yapmadığı yapmayacağı hiçbir şey yoktur.
Bu nedenle kimseyi tanımamakta tek başına yanında ki iki en fazla üç kişi ile bu kararı vermekteler ve uygulamaktadırlar.
Türkiye de artık insanları yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek için zor kullanma ya da tehdit etme eylemleri başlamış amaç yeniden yapılacak olan 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar olmaktır.
Bu nedenle her yerde herkese kendi gibi düşünmeyen yazan çizen başta gazeteciler olmak üzere herkese her şekilde devletin gücünü de kullanarak saldırılmaktadır. Terörün en önemli özelliklerinden biri hedefini rastgele seçmesidir ama bu gün ülkemizi terör bataklığına sokan bu zihniyetin hedefi bellidir.
Kimlerdir hedef?
Hedef; Onlara göre Potansiyel suçlu olan Kürt siyasi hareketi yani Kürtler, aleviler, aydınlar, Havuz medyası dışında ki tüm medya ve gazeteciler, Paralel dedikleri düne kadar kan ka oldukları gurup en büyük hedeftir.
Bunlarla birlikte savaşa hayır diyen sade vatandaş bu ülkeyi seven insanları hiçbir ayırıma tutmadan insanı insan olduğu için dil din mezhep renk cins ayırım yapmadan seven ve tüm insanların bu ülkede eşit yurttaşlık anlayışı ve yöntemi ile yönetilmesini isteyen herkes hedeftedir.
Kendisine göre ülkede büyük bir terör yaratarak insanları sindirerek korkutarak göçe ve sandığa gitmemesi için yıldırarak kendi hedefi olan başkanlık ya da diktatörlük hedefine ulaşacağını zannediyor ancak çok ama çok yanılıyor yanılgılar içerisinde terörü devam ettirerek insanlarımız kanımız canımız olan polisleri askerleri 35 aylık bebekleri ölmeye öldürtmeye devam ediyor.
Buna karşı insanları insan olduğu için seven her türlü teröre ve terörizme hayır diyen hemen şimdi barış diyen de bir hedefi olmalıdır.
Bütün bu olumsuzluklara karşı dimdik ayakta durarak haklı davalarında haklarını bilerek ve savunarak özellikle de 1 Kasımda yeniden yapılacak seçimde faşizme karşı faşist diktatörlüğe karşı duyarlı olarak halkımızın bütününü sandığa taşıyarak bu zalime ve zulüme son vermek olmalıdır.
Hedefimiz savaş değil barış barış barış olmalıdır.