ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

Silvan’da İkamet eden bir arkadaşıma telefonla ulaşmaya çalıştım. Malum sesli telesekreter mesajı; “aradığınız kişiye şu an ulaşılmıyor.” Bir hafta içinde sadece bir defa iletişim kurma şansını yakaladım. Evden dışarı çıkamıyoruz ne olup bittiği konusunda bilgi alamıyoruz. söyleyebileceğimiz tek şey Hawaaar…..”

Silvan’da sokağa çıkma yasağı 12. Günü geride bıraktı. Gelen haberler, TV ekranlarına yansıyan görüntüler içler acısı Ölü ve yaralı sayısı konusunda bilgi yok. Şehre giriş çıkış yok. Hiç bir STK ve insan hakları kuruluşuna müsaade yok. Çok sayıda sivil ölümleri yaşanmasına rağmen yandaş medya tarafından tek ses: ölen her kes terörist olarak tanımlanıyor. Başbakan ve Cumhurbaşkanı her ağızlarını açtıklarında şiddet ve nefret söyleminden başka hiçbir şey ifade etmiyorlar. “Bir tek kişi kalıncaya kadar öldürmeye devam edeceğiz”

Oysa bu yöntemler daha evvel benzer ve daha şiddetli acımazsızlıklarla çok denendi. Çok kan akıtıldı. Doksanlı yıllarda 10 binlerce insan aynı zihni yaklaşım ve uygulamalarla katledildi. Günümüzde bir halkın meşru demokratik, insani taleplerini zorla bastırmanın artık imkânsız olduğunu görülüyor. Meşru ve haklı bir talebin bir yüz yıl daha ertelenemeyeceği gerçeği Ortadoğu ve dünyadaki gelişmelerle orta yerde dururken bilinen ve denenen insanlık dışı yöntemleri tekrarlamaktan farklı bir sonuç beklenemeyeceği gerçeği ne zaman, ne kadar acı ve bedel ödendikten sonra anlaşılacaktır?.

1 Kasım seçimlerinden önce rakibin yok edildiği eşitsiz, kuralsız, hukuksuz bir zeminde tek kale propaganda çalışması yapan iktidar sözcülerinin tek başına iktidar olunması durumunda ölümlerin biteceği yönündeki vaatlerine ne oldu. Bu iktidarın kalıcı bir diktatör yal rejime dönüşmesi için daha kaç bin kürdün ölmesi, Kaç bin Türk’ün anasının ağlaması gerekiyor. Bu ağır ve utanç verici faturanın sınırını kimler ne zaman belirleyecek. Ne zaman son bulacak bu katliamlar seremonisi. Dün Cizre’de, Varto’da, Sur’da, Yüksekova’da, Şırnak’ta Bu gün Silvan’da yarın kim bilir başka yerde daha ne kadar insan yaşamını kaybedecek.

Gerçekleştirilen tüm güvenlikçi ve katliamcı dayatmalara karşın, yapılan 1 Kasım seçimlerinde ortaya çıktığı gibi hiçbir baskı ve şiddetin arzu edilen sonucu vermeyeceği gerçeği karşısında bu tutum daha ne kadar devam edecek.

Silvanlı bir gencin Sosyal medyaya düşen  haykırışı karşısında  bu ülkenin doğusu ve batısı  olmak üzere birlikte yaşam adına  daha ne kadar seyirci kalınacak bu cehennemi dayatmalara..

“Biz insan değimliyiz. Silvan herkes için ayağa kalktı. Bu gün kimse Silvan için ayağa kalkmıyor. Şehitlerin kanı için biz bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Bu gün kardeşlerimiz ölüyor kardeşlerimiz. Burada bir ağaç gibi değerimiz yok, İstanbul da bir ağaç kesmeye kalktılar herkes tepki gösterdi. Bir haftadır. Abluka altındayız. Elektrik yok,ekmek yok, yiyecek yok..annelerimiz  yemek yapmak için dışarıda ateş yaktıkları zaman bombalamaya başlıyorlar

Biz insan değilmiyiz?.

 Biz de Müslüman değilmiyiz. İnsanız insan! 

 Din ırk fark etmez bu gün kardeşlerimiz ölüyor,

Kardeşlerimizi hapse atıyorlar.

Ölüyorlar yaralanıyorlar.

Niye kimse dayanışmaya gelmiyorlar.   

Tabii ki dayanışmaya giden Milletvekillerine yapılan muamele orta yerde dururken, bu ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı kan dökmek için her gün yeminlerini tazelerken, dayanışma arzulayanlarda dayanışamayacaklardır. Çünkü yapılan acımazsız uygulama, saptırma ve hamasetin dışında ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı gerçeği ortaya çıkacaktır.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.