1949 yılında çok partili döneme geçişten sonraki süreçte itibaren başlayan, muhafazakâr toplum anlayışı ve bu profile uygun aday arayışları, sürekli olarak ağır seçim mağlubiyetleri ile sonuçlanmıştır. Bunun yanında aslında demokrasinin gereği özgürlüklerin gereği yapması gerekenleri sadece muhafazakârlara göstermelik işler olarak yaparken Din derslerinin seçmeli ders olması, İlahiyat fakültelerinin açılması, Kuran kurslarının serbestleştirilmesi, İmam Hatiplere destek, türbana serbestlik hiçbir seçimde bizleri kurtarmamıştır.
Siz, hiç AKP’nin Trakya’da, İzmir’de, Eskişehir’de, Kadıköy’de sosyal demokrat bir aday gösterdiğini gördünüz mü?.
Bir partinin duruşu, ilkesi, programı, savunduğu değerleri vardır.
Partiyi büyütmek, iktidara gitmek istiyorsak devşirme adayları bırakmalı, savunduğumuz değerlerden de asla taviz vermemeliyiz. Kendi adayımızı gösterirsek kaybederiz anlayışı, liberal ve gerici bir dayatmadır.
Belki bir seçim kaybederiz ama inanın gelecekte mutlaka kazanırız. Yeter ki ilkelerimizi, değerlerimizi bilelim.
Şu, hani Erdoğan’ın sıklıkla tekrarladığı “Bizim bir davamız var.” lafı, sizlerde hiç mi çağrışım yapmıyor? Bizim davamız yok mudur?
Bizim davamız ırkçı kaf tasçı örümcek kafalı gericiliğe karşı ilericiliği, aydınlanmayı, çağdaşlaşmayı savunmak değil midir?
Muhafazakâr seçmenden oy alacağız diye aday olarak belirlenen Ekmelledin İhsanoğlu, özü itibari ile çok iyi bir insan, çok değerli bir bilim adamı olabilir adamı biz bilmiyor ve tanımıyoruz.
Ancak bildiğimiz ve gördüğümüz bir şey varsa o da Ekmelledin Bey bizim dünya görüşümüzü, değerlerimizi temsil etmemektedir.
Din üzerinden siyaset yapmak sol sosyal demokratların, demokratikleşmeden, demokrasi ve insan haklarından yana olanların yani bizlerin asla tercihi olmamalıdır.
Din üzerinde siyaset yapılacaksa işte AKP var daha başka yere gitmenin faydası yok zaten insanlar aslı dururken sahtesine çok fazla itibar etmez etmiyor ne kadar denersen dene olmadı olmuyooor.
Sol ve sosyal demokratlar gerçek ve evrensel laikliği kendisine rehber ederler ve siyasetle dini her zaman ayrı tutarlar. Din ve dini değerleri kullanarak o nitelikteki kişi ya da kurumlar üzerinde siyaset yapmayı ilkeleri ile bağdaştırmaz tam aksine kendi ideolojileri arkasında dik durarak siyaset yollarına yoldaşları ile devam ederler.
Yoldaşlık yol arkadaşlığından gelir.
Sol ve sosyal demokrat düşünenler yol arkadaşlarını hiç yarı yolda terk ederek hiç tanımadığı adamlarla asla yola devam etmezler.
Tam aksine gerçek sol ve sosyal demokratlar bir metre gidecek ve ora da da öleceğini de bilse asıl ve özü olan yol arkadaşı ile sonuna kadar direnerek yoluna devam eder.
Bu yolculukta ölümde vardır yara almakta vardır kaybetmekte vardır asıl olarak ta adamlık adam gibi siyaset anlayışı birliği gerçeği vardır.
O nedenle diyoruz ki Biraz akıl, biraz edep, biraz insaf Edin ve oyunuzu emekten yana barıştan yana özgürlüklerden yana Kürtlerin , Alevilerin , Sünnilerin Türklerin Çerkezlerin Arapların Arnavutların Ermenilerin eşit yurttaşlık haklarını, gerçek anlamda laikliği savunanlardan yana hukukun üstünlüğünü savunan ve uygulayacak olanlardan yana kullanın saflarınızı yol arkadaşlarınızdan yoldaşlarınızdan doğru yoldan ayrılmayın ayrılmayalım gelin canlar bir olalım iri olalım diri olalım derim.