ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

İstikrar dedikleri böyle korkunç bir şey mi usta.

Diyarbakır’da,Lice’de,İdil’de,Silvan’da,Suruç’ta… Yani senin anlayacağın benim ülkemde sorgusuz sualsiz insanlar ölüyor. Ölümleri durdurmak gerek usta. Ölüm, korkunç bir şey olmalı usta. Herkes ölüyor bu ülkede usta. Laiklik ölüyor, Hukuk ölüyor, basın ölüyor, demokrasi ölüyor, sözün kısası insanlık ölmüş kimse duymuyor usta.

Laiklik ölmüş yerine mezhepler gelmiş usta. Gaziantep de yakalanan IŞID militanlarının hedefinde Alevi köyler varmış usta. Yani senin anlayacağın Alevileri ve Kürtleri öldürerek cennete gideceklermiş usta.

Demem şu ki usta:

Türkiye hızla bir yerlere sürükleniyor. Türkiye her yönüyle Araplar gibi çölleşiyor. Türkiye hızla Kürtlerini kaybediyor. Türkiye Alevilerini kaybediyor. Türkiye gayrimüslimlerini kaybediyor. Türkiye hızla Ruslarla bir savaş sürecine giriyor. Bunun adına da istikrar deniliyor. Böyle bir istikrarı sanırım kimse arzulamaz.

İnsan bazı şeyleri kaybedince onun önemini kavrayabilir. Bütün insanlar için hava çok önemlidir ama, insan havasız bir ortamda ancak havanın kıymeti har biyesini anlayabiliyor.

 “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh.” Cümlesi  şimdiye kadar pek bir şey ifade etmiyordu. Mustafa Kemalin kafası öyle esmişti ve öyle söylemişti gibi sanılıyordu. Gerçek öyle miydi? Ebetteki öyle değildi. O bir anlayışın ifadesiydi. Biz bu politikanın anlamını ve önemini AKP nin “Stratejik Derinlikler.” anlayışının sayesinde öğrendik. Nasıl mı?

Pasif dış politikada aktif dış politikaya geçecektik. Olmadı. Sadece Katar ve Suudi Arabistan ile birlikte anılmaya başlandık. Yani Seleflilikle birlikteydik.

Gelin şu “Yurtta Sulh;Cihanda Sulh.” Özdeyişinin içeriğini biraz açalım.

Ortadoğu’da lider devlet olacaktık. Olmadı. Ruslarla gıdım gıdım savaşa doğru sürükleniyoruz. Savaşa girersek ne olur; Girmesek ne olur? Onu ben bilmiyorum, onu bir uzmanına sorun.

Komşularımızla sıfır sorunlu bir dış politika yürütecektik ve ticaretimizi artıracaktık. Bize düşman olmayan komşu devlet kaldı mı? Benim gördüğüm kadarıyla kalmadı.

Dış politikada ülke menfaatleri esastır dedik. Biz tam tersine ülke menfaatlerini bir kenara bırakıp o ülkelerin mezheplerine göre değerlendirdik. Başta İran, Irak, Suriye’nin mezhepleri bize benzemedikleri için onlarla limon olduk.

17 saniyeliğine bir yiğitlik yapıp Rus uçağını düşürdük. Bir daha Suriye üzerinde uçma şansımızı kaybettik. Buna bağlı olarak da her yıl on milyar dolar olan Rusya’nın diş ticaretini kaybettik. Bundan sonra kaysımızı, sebzemizi ve meyvelerimizi kime satarız bilmiyorum. Yine Ruslar doğal gazımızı keser ve ona bağımlı olan ekonomimizi çökertirler mi onu da bilmiyorum.

 

 “Laiklik”:

 

Kavram olarak Eski Yunanlılara ait bir kavramdır. İçerik olarak da devlet ile din işlerinin birbirlerine karıştırılmamasını önerir. Laiklik demokrasinin de olmazsa olmazlarındadır. Çünkü laikliğin olmadığı yerde dinsel bir yönetim vardır. Dinsel yönetiminin de bir egemen mezhebi vardır. Örnek mi? İran İslam devletinde egemen olan Şii mezhebidir. Suudi Arabistan’da ise egemen olan Sünni mezhebinin Selefi anlayışıdır. Diğer din ve mezhepler onun egemenliği altındadır. Bu tür ülkelerde ise diktatörlükler geçerlidir. Milli irade falan hayal kaynağı olur.

Türkiye devleti hiçbir dönem laik olmadığın tarihçiler söylerler. Kısmen laiklik benimsendiyse de taviz verile verile bir kuşa benzetildi. Laikliğin budanmasında bu ülkede en çok Aleviler zarar gördü. Devlet destekli katliamlar, kırımlar yaşandı. Şu anda gelinen noktada devletten tamamen soyutlandılar. Şimdi laikliğe saldıran o meşhur liberallere diyorum ki siz bu günleri göremeyecek kadar dar kafaya mı sahiptiniz? Bu ülkede laiklik olmadan birlik ve beraberliği nasıl sağlayacaksınız. Baskı ve sindirme ile mi? Bunu hep yaptınız ve başarılı olamadınız.

Eğer bu ülke hızla demokratikleşemezse bu ülkenin geleceği pek parlak gözükmüyor. Bu ülke Kürtlerini ve Alevilerini dışlayarak bir yere varamayacağını yıllardır anlamış olmalı. Laiklik ve barış esas alınmalı ve kendi halkı ile barışık olmalı. Yoksa hızla orta doğunun pis çamurlarına doğru sürükleniyoruz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.