ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

Türkiye de irili ufaklı katliamları saymak istesek saymakla bitiremeyiz. Cumhuriyetten önce koç kiri daha sonra Dersim katliamları büyük toplu katliamlardır ve on binlerce insanlar katledilmiş öyle ki dersim katliamında kos koca Munzur nehri kan olarak akmıştır.

37 yıl önce bu günlerde Faşizm ortaya çıkmış bir suni bir alevi - Sünni polemiği ya da senaryosu yazarak uygulamaya koymuşlar ve dört gün içerisinde Alevi, Kürt, devrimci demokrat resmi rakamlara göre 110 gayri resmi yazanlara göre de yüzlerce insan canice vahşice başta hamile kadınlar çocuklar olmak üzere zalimce katledilmişlerdir.

Yine 70 li yılların sonlarında Çorum da Malatya da gazi mahallesinde toplu katliamlar yapılmış bu bölgelerde de Alevi, Kürt ve demokrat yurtsever insanlar katledilmiştir.

Velhasıl özellikle 70 li yıllarda demokratik mücadelelerin yoğunlaştığı gelişmeye başladığı süreçte bu mücadelenin önünü kesmek için derin devlet kontur gerilla hiç boş durmamış 1 Mayıs 1977 de taksimde yüz binler üzerine binaların üstlerinde ateş açarak kitlesel katliamlar yaparak olayı 12 eylül faşizmine teslim etmişlerdir.

12 Eylül faşizmi daha sert uygulamalarla darbeci zihniyetle yine solun Alevilerin Kürtlerin üzerine gitmiş idamlar ve baskılar bütün hızıyla devam etmiş yüz

Yani dersim katliamlarını yapanlarla 12 eylül darbesini yapanlar hep aynı zihniyet aynı kafalardı.

1980 Faşist darbe döneminden sonra sözde demokrasiye geçilmiş yerel ve genel seçimler yapılmıştı ancak 12 Eylül kafası ve mantığı hiç değişmemişti.

Bu kez de beyaz toroslar ortaya çıkmış beyaz toroslarla alınan ve götürülenler bir daha dönmüyor görünemiyordu.

Uğur mumcular, Çetin Emeçler, Turan Dursunlar , , Bahriye üçoklar , MuammerAksoylar , A.Taner kışlalılar gibi Kemalist ve laik düşünen gazeteciler bilim adamları Vedat aydın Ape Musa anter gibi yurtsever kürt siyasetçiler ve onlarca Kürt alevi iş adamı tek tek katledildiler.

1993 te daha da acı olan olaya Madımak otelinde yaşanıyor.

 Aziz nesin başta olmak üzere alevi Kürt demokrat 33 canı yaktılar ancak Aziz nesin tesadüfen kurtarıldı ve o yıllarda torosların katlettiği ve halen faili meçhul 17 bin kişinin akıbeti o gün bu gün belli değil yani failleri belli ama belli değil.

1983 – 1984 yıllarında başlayan ve halen devam eden Kürt özgürlük mücadelesi verdiğini iddia eden PKK ile devam eden bir kirli savaş var. O günden bu güne doğu ve güneydoğu bölgelerinde baskı zulüm ve şiddet hep devam etmiş köyler boşaltılmış halklar sürülmüş ve kirli bu savaşta 40 – 50 bin resmi ve sivil can canan kısaca insanımız hayatını kaybetmiş.

2002 yılına kadar devam eden bu süreçte PKK lider Abdullah Öcalan bir operasyonla yakalanmış ve İmralı ya hapis edilmiştir halen İmralı da tecrit edilmiş olarak kalmaktadır.

2001 de AKP adında bir parti kurulmuş 2002 de yapılan seçimde % 35 oy alarak mecliste üçte ikilik çoğunlukla iktidar olmuştur.

AKP ilk seçimde eski milli görüşle hiçbir alakalarının kalmadığını gömlek değiştirdiklerini ılımlı İslam ve demokrasi söylemleri ile kendini anlatmış ve iktidar olmuştur.

2007 de yine aynı tezlerle sahaya inmiş yine tek başına iktidar olmuştur ancak bu kez Devletin bütün kurum ve kuruluşları üzerinde kendi hâkimiyetini kurmak adına yola çıkarak ilk adımları atmaya başlamıştır.

2010 yılında 35 maddelik bir torba yasası hazırlamış ve onun içerisine 12 Eylül generallerinin yargılanmasına yasaklayan anayasanın geçici 15. Maddesini de koyarak başka guruplar anlayışlar içerisinde de sempati toplamış ve asıl olan HSYK nın yeni baştan düzenlenme maddelerini de bu vesile ile referanduma sokmuş ve devlet üzerinde ki hâkimiyetini bu vesile ile sağlamlaştırmıştır.

Üç büyük güç yürütme , yasama ve yargıya hakimiyet sağlayarak her geçen gün yerini daha da sağlamlaştırarak “ tek adam “ olma hevesine kapılmış ve devam etmiştir.

Bu arada 2011 seçimleri sürecinde Kürt siyasi hareketi ile önceden açık ya da gizli daha sonra aleni olarak “ barış sürecini “ bizzat başlatmış üç yıl kadar süren bu süreçte Türkiye Cumhuriyet döneminde ilk defa katliamsız cenazelerin gelmediği anaların bacıların babaların ağlamadığı bir süreç geçirmiştir.

Bu duruma bu çözüm sürecine tüm Türkiye halkların çok büyük bölümü ortak olmuş katkı sunmaya çalışmış ve sevinmiş ancak ne yazık ki Tek adam olma sevdası ile kafası dönen uzun adam 7 Haziran seçimlerinden önce barış sürecinin masasına tekmeyi vurmuş ve barış süreci savaş sürecine dönmüştür.

Özellikle 7 Haziran seçimlerinde 400 milletvekili isteyerek bağımsız cumhurbaşkanı sıfatını da kaybederek açıktan AKP ne destek istemiş ancak halkımız 258 milletvekili ile yetindirmişti.

Bu sonuç kendisine göre kötü sonuçtu ve iki üç gün saraydan dışarı çıkmamış çıkamamıştı.

İlk olarak dışarı çıktı ve seçimi yenileyeceğini dillendirdi aynı gün MHP lideri de her zamanki gibi desteğini ortaya koydu ve yenilenmeli dedi. Ve yenilenme kararı alındı.

Seçimlerin yenilenmesine verilen kararla birlikte özellikle doğu ve güney doğuda oyları artırmak HDP nin gelişip büyümesini engellemek için yine çatışma yine kirli bir savaş başladı başlatıldı ve ölümler şehitler her geçen gün topraklara verilmeye başlandı.

Urfa’nın ceylan pınar ilçesinde iki polisin şehit edilmesi ile fitil birileri tarafında ateşlendi 20 Temmuz da Urfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD tarafında canlı bombaların patlatılması sonucunda 31 genç parçalanarak katledildi. Bu arada doğu ve güney doğudaki baskı ölüm ve barut kokuları devam ediyor du ki bu kez Ankara’nın göbeğinde 10 Ekim günü yine IŞİD elini kolunu sallayarak başkente gelmiş ve iki canlı bombanın patlatılması ile 102 genç ve barış isteyenler savaş gibi bir hareketle hayatını kaybetti.

1 Kasım seçimlerine giderken istikrar diyen AKP ye oy verin ki ülke kalkınsın ekonomik siyasi barış olsun diyen AKP ve onu destekleyen Cumhurbaşkanı 1 Kasımda 7 Haziranın tam aksine oylarını %9 artırmış milletvekili sayısını da 317 yapmıştır.

Seçim sonuçları ilan edilmiş ve halk istikrar ve sükûnet beklerken ne yazık ki bu kez daha da şiddetli bir baskı şiddet ve sokağa çıkma yasakları yapılarak halkı açık ceza evlerinde bırakarak topla tankla 10 binlerce askerle Kürt halkını katletmeye oralarda egemenlik kurmaya başlamıştır ve devam etmektedir.

Bu gün Cizre de, Silopi de Surda ve diğer bütün yerleşim yerlerinde yapılan katliamdır. İnsanların günlerce sokağa çıkarılmaması aç susuz elektriksiz iletişimsiz bırakmak zulümdür.

Dün neyse bu gün de aynı zihniyet tarafında özellikle Kürt, Alevi ve demokratlar zaman zaman din adına asimile etme adına ötekileştirme adına katlediyordu halen katlediyor.

Dün koçkiri de dersim de Maraş ta madımakta bu gün Cizre de Silopi de Sur da Lice de Nusaybin de Dar geçitte Derik te vel hâsıl Kürt kardeşlerimizin yaşadığı tüm bölgede katliam yapıyor yapıyorlar.

AYIPTIR…………….. YAZIKTIR…………… GÜNAHTIR

Bütün bu yazdıklarımdan sonra bir ülke düşünün ki takviminin her sayfasında kan olansun...

her karış toprağı kanla sulansın.. hayata dair her şeyi zehirlesin.. böyle bir ülkede insan olmak insana dair duyguları yitirmemek...yorucu.. Yıpratıcı... yok edici.. Kahredici... Değil de nedir? Allah aşkına

 

Bakın bu dörtlüğe kulak verin

 

Eğer soran olursa söyleyin, sokakları ve insanları vurdular.

Yürümenin yasak olduğu yerde ölümü reva gördüler.

Ve çocuklar tam umutlarından vurulurken güpegündüz, çığlıkları hiçbir kulağa ses olmadı.

Soran olursa söyleyin şehirler,kasabalar yıkıldı, katledildi ve kimse umursamadı !!!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.