ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

İslam coğrafyası bir ateş topuna dönüştü. Nereye elini atsan, elin yanıyor. Göründüğü kadarıyla huzur içinde olan bir Müslüman ülke yoktur. Üç aşağı beş yukarı tamamı bir kırılma süreci yaşıyorlar.

Haritaya baktığımızda Osmanlı atının ayak bastığı bütün bölgelerde bu huzursuzluğun yoğunlaştığını görmekteyiz. Yoğun olarak huzursuzluğun yaşandığı alanlar Orta Doğunun sömürge ve yarı sömürge ülkeleri. Bu ülkelerin ortak özelliği, yöneticilerinin tamamının mezhepçi olması ve emperyalizme göbekte bağımlı olmalarıdır.

Osmanlı coğrafyasındaki bu huzursuzluk bir tesadüf mü? Benim kanaatimce değil. Çünkü Osmanlı batıda yaşanan süreçlerin hiç birisini yaşamadı ve kapıyı aralayamadı. Onun için Osmanlı ne demokrasiyi yakalayabildi, ne de sanayileşebildi. Hal böyle olunca da, Osmanlının egemenlik alanı olan bölgelerin tamamı gelişemedi ve çağı yakalayamadı.

Batı 15,16. yy da RÖNESANS denilen bir süreci yaşadı. Bu süreçte kendisini yeniledi. Zaten RÖNESANS  ‘ın sözlük anlamı yeniden doğuştur. Avrupa katı din kurallarını ve din adamlarının kralla bütünleşen otoriter baskısını bu süreçte kırdı. LUTER denilen bir papazın öncülüğünde dinde yenilikler yaptı.

Tabi bu RÖNESANS denilen süreç Avrupa burjuvazinin öncülüğünde 1789 Fransız devrimini hazırladı. Fransız Devrimi sonrasında Avrupa’da milli demokratik devrimler süreci başladı. Bu devrimlerle hem ulusal, hem demokratik olan bir süreç tamamlandı ve Avrupa demokratikleşti.

Osmanlı bu sürece kulak tıkadı. Osmanlı çok uluslu olduğu için bu sürecin kendisi için felaket olacağını düşündü. Osmanlı padişahları tahtlarını korumak için çok acımasızlardı. Osmanlıda bir sanayi burjuvazisini oluşmadığı için devrime öncülük edecek güçten yoksun kaldı. Hal böyle olunca da Osmanlıda ne sanayi devrimi olabildi, ne de demokratik devrim olabildi. Osmanlı ve diğer Müslüman ülkeler ortaçağın ortasında kaldı ve sömürgeleşti.

 

Osmanlının son yıllarında Osmanlı aydınları bu süreci yoğun olarak tartıştılar. Osmanlıda iki anlayış öne çıktı.

 

                1-PANTÜRKİZM

 

                2-PANİSLAMİZİM

 

1-Pantürkizm anlayışı ulusal bir sürecin başladığı, ümmetin yerine millet kavramının geçtiğini söyledi. Bu gurup bütün Türklerin TURAN içinde birleştirilmesini hedefliyordu. Bu gurup İtaat ve Terakki Partisi içinde daha çok örgütlendi. Bunun dışında küçük bir gurup da Milli Meşrutiyet Partisi içinde örgütlendi.

 

2-İkinci gurup ise PANİSLAMİZM adı altında toplandılar. Bütün İslam âlemini Osmanlının kanatları altında örgütlenmesini istiyorlardı. Hıristiyanların Osmanlıda koptuğunu ve Arap İslam âleminin kendilerine ümmet kimlikleri ile bağlı kalacaklarını düşünüyorlardı. Bunlar padişah yanlısı bir guruptu.”Hürriyet ve İtilaf Fırkası,”.Adlı bir parti altında örgütlendiler.

 

1-PANTÜRKİZM hareketi Turan’ı hedefliyordu. Başında Enver Paşa vardı. Almanlarla işbirliği yapıp Sarıkamış’ta Ruslara saldırdı. Bu saldırının hedefi Sarıkamış üzerinde Türk eline sıçramaktı. Başarılı olamadı. Sarıkamış’a yüz on bin askerle çıktı ve yüz bin şehitle geri döndü ve bu süreç hayal oldu.

 

2-PANİSLAM hareketi Arapları hedefliyordu. Osmanlı birinci dünya savaşında birçok cephede savaşıyordu. Bu cephelerin birisi de HİCAZ cephesiydi. Bu cephede Osmanlı ile İngiliz güçleri savaşıyordu. Savaşın en kızgın döneminde MEKKE ŞERİFİ HÜSEYİN İngilizlerle işbirliği yaparak Osmanlı ordusunu hicazda imha etti.

 

  Böylece Osmanlının son yıllarında yaşanan bu her iki anlayış da başarılı olamadı. Tarihe karışıp kayboldu. Bu iki anlayışın yerine ise KUVAYİ MİLLİYE denilen ulusalcı bir güç ortaya çıktı ve Anadolu’da başarılı oldu. Bu süreç de sanayi devrimini tamamlayamadı. Sanayi devrimi tamamlayamayınca da demokratik süreci de yakalayamadı.

Bu süreçte batı kapitalizmi gelişti ve emperyalizme dönüştü. Emperyalizm bu geri kalmış İslam âlemini kendi arasında parçalayıp paylaştı. Onları din temelinde örgütledi ve mezheplere böldü. Bölük pörçük böldükleri bu mezhep devletleri, işbirlikçiler vasıtası ile yönetildi. Batı emperyalistleri işte şimdi bunları çatıştırtarak egemenliklerini pekiştirmeye çalışıyorlar. Bağımsız olan İslam devletleri de acımasızca imha edildiler. Tıpkı Libya’da, Irak’ta, Suriye’de olduğu gibi.

Şimdi aralarında Türkiye’nin de bulundu 34 tane Müslüman ülke Sünni bloğu adı altında ittifak ediyorlar. Kime karşı Şii’lere karşı.

 

                Peki, Hıristiyanlarda Katolik, Protestan, Ortodoks veya başka bir mezhepte bir blok var mı?

 

                Peki, Avrupa da mezhep çatışması var mı?

 

                ŞİMDİ ANLADINIZ MI İSLAM ÜLKELERİ NEDEN ALEV ALEV YANIYORLAR?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.