Her insanın sahip olduğu temel insan haklarından birisidir eğitim hakkı. Kız erkek ayırımı yapılmadan her insanın mutlaka yararlanması gereken evrensel bir haktır.
Eğitim hakkının altında yatan temel etken insan kişiliğinin tüm yönleriyle gelişmesinde çok önemli bir faktör ve insanların kendilerini yaşam boyunca ihtiyaç duyduğu bilgi ve beceriyi edinmesidir.
Eğitim hakkı para ile satılmayan kişinin tam anlamıyla toplumda birey olmasını sağlayan, onun topluma yararlı bir duruma gelme hakkıdır. Kimse bu haktan alı konulamaz hiç kimsenin bu hakkı gasp edilemez ve engellenemez. Kişinin bu evrensel ve insani haktan alı konulması, kişiyi üretken olmaktan çıkarır, sağlık konusunda özensiz hale getirerek sağlığından alıkoyar. Kendisini ve ailesini korunaksız bırakır, kültürel açıdan zayıf bir yaşamama mahkûm eder. Dolayısıyla eğitim hakkının engellenmesi temel insan hakları ihlali anlamına gelmektedir.
Son günlerde Malatya İnönü üniversitesinde okuyan, tamamına yakını Kürt olan ve yasa dışı faaliyetlerle ilişkilendirilerek okuldan uzaklaştırılan, gözaltına alınarak tutuklanan eğitim hakkından yoksun bırakılan bu yoksul öğrencilerin durumu içler acısıdır.
Öğrenciler adına derneğimize başvuran birçok öğrenci ailesi ve öğrenci tek suçlarının demokratik, yasal gösteri hakkını kullanmaları, basın açıklamasında bulunmaları gibi etkinliklerden sorumlu tutularak suçlandıklarını, gözaltına alındıklarını uzun süreli okuldan uzaklaştırıldıklarını dolaysıyla hem ailelerin hem de öğrencilerin telafisi imkânsız sonuçlarla karşılaştıklarını, geçmişte benzer uygulamalar nedeniyle birçok ailenin çocuğunu kaybettiği bilinmesine rağmen yürütülen uzaklaştırma, gözaltı ve tutuklama furyasının bilinçli bir uygulamaya dönüştüğünü ifade etmişlerdir.
Değişik suçlamalarla okuldan uzaklaştırılan, gözaltı ve tutuklamalarla eğitim hakkı engellenen öğrencilerle ilgili kuşkusuz ciddi iddialar ve suçlamalarda söz konusu olabilir. Hukuk önünde hiç kimse suç işleme hakkına sahip olmadığı gibi haksız bir biçimde suçlu olduğuna dair ciddi kanıt olmaksızın suçlanması, temel haklarından yoksun bırakılması hukuk devleti ile bağdaşmamaktadır.
İnönü Üniversitesi rektörlüğünce okuldan uzaklaştırılan öğrenciler arasında da ha önce mezun olmuş, okul lle hiçbir ilişkisi bulunmayan öğrencilerin olması isnat edilen suçun ve uygulanan cezanın Üniversite disipliniyle ilgili olmadığını göstermektedir.
Aynı durum gözaltına alınan öğrenciler için de geçerlidir. Suçun ve cezanın kişiselliği ilkesine bağlı kalınmaksızın hukuk ihlal edilerek genel bir konsept içinde çok sayıda öğrencinin göz altına alınıp eğitim hakkından yoksun bırakılması işledikleri bir suçtan ötürü olmanın ötesinde muhtemel işleyebilecekleri suç varsayımı ile haksız yere bir çok öğrencinin mağdur edileceği görülmektedir. Bu durumun ne suç ve ceza kuramıyla ne de adalet ile bağdaşır bir tarafı bulunmamaktadır.