Cuma günü Malatyalı bakan Bülent Tüfenkçi vali Süleyman Kamçı ve büyükşehir belediye başkanı Ahmet çakırın katılımlarının yanında çoğu Elazığ’da olan yatırımcı bölge müdürleri, ilçe belediye başkanları, İnönü üniversitesi, Emniyet müdür ve diğer müdürlerinde katıldığı 2016 yılına kadar yapılan yatırımların durumu ile birlikte 2016 ve daha sonrası planlanan yatırımlarının konuşulacağı bir toplantı düzenlenmişti.
Esasına bakılırsa tüm illerde olduğu gibi ilimizde de Sayın Valinin başkanlığında yılda tahmin ediyorum iki kere bu tür toplantılar yapılıyor.
Malatya da da yine tahmin ediyorum ocak ayında böyle bir toplantı yapıldı ve birçok konular tartışıldı.
Bu kez bakan beyin olması tabii ki anlamlı idi. Gümrük ve ticaret bakanının Malatya milletvekilinden olması Malatya adına bir kazançtır şanstır. Böyle toplantılar yapılarak bakan beye eksikliklerimizi yapılması gerekenleri en yetkili ağızdan anlatılmış olması o işin çözümü bakımında en doğru yoldur.
Bütün bunlara amenna.
Ancak gel gör ki toplantı başladı en başta büyükşehir belediye başkanlığı adına genel sekreter yardımcısı olmak üzere herkes mikrofona gelerek teorik olarak ve rakamlara da boğarak salonda bulunanları başta bakanımız olmak üzere uyku uykusunu getirecek şekilde esnemeler arasında sunumlarını yaptılar ve bir şekilde oh be diyerek yerlerine oturdular.
Kısaca düşünce doğru toplanma bakana her ne kadar Malatya da ki herkesten daha çok yatırımlar ve gelişmelerde haberdar olsa da yinede bilgilerini tazelemek adına önemli bir toplantı idi ancak hedefine ne kadar ulaştı onu pek kestiremiyor tahminde edemiyorum.
Gelelim Büyük şehir belediyesi genel sekreterinin yaptığı sunuma:
Bu vatandaş bir kere daha İsmet paşa parkının ya ismini bilmiyor hatta yargı tarafında tescil edilmesine rağmen bilmiyor ya da kendi tarihinin en büyük kahramanlarından ve Mustfa Kemal Atatürk ün silah arkadaşı olan İsmet paşayı inkâr ederek o parkta küçük bir yerin adı olan ve gazino şarkıcı Türkücülerin sahne aldığı bir yerin adı olan “ Hürriyet parkı “ olarak o parkı tarif ederek bana göre zaten tarih ve tecrübe dersinde sınıfta kalmıştır.
İsmet paşa parkı, Kanal boyu ve kernek meydanı ya da parkı Malatya yay mal olmuş Cumhuriyetten bu yana bu bölgeler gerek yeşili ile gerek akan kanalıyla gerek sazlı sözlü eğlence yerleri ile Malatya ile özdeşleşmiş Malatya’nın tarihi ve unutulmaz yerleri idiler olmuşlardı.
Ne yazık ki olmuşlardı diyorum çünkü artık o İsmet paşa parkında o kanal boyunda ve o kernekte en ufak bir eser kalmamış bırakmamışlar.
İsmet paşa parkından başlarsak; Bir zamanlar taa sanat okuluna kadar uzanan içinde lunaparkların gazinoların var olduğu ve ağaçlarla sarmaş dolaş olan tam bir oksijen kaynağı olan Malatya halkının bir zamanlar en çok uğradığı ve dinlendiği bir parktı.
Önce hemen bir köşesine bir okul yaptılar arkasında bir nikah salonu yaptılar ne kadar yeşil ve ağaç varsa kestiler bir avuç yer bıraktılar o da yaklaşık 7 – 8 aydır etrafı çevrilmiş ne olduğu belli olmayan bilinmeyen bir çalışma yapılıyor aslında bakıldığında doğal olan her şey ağaçlar dâhil yok ediliyor yerine suni bir takım malzemeler kullanılarak sözüm ona desen dekor vererek makyaj yaparak açmaya çalışıyorlar ama tabii ki nafile…
Kanal boyu; Burası Malatya’nın en gözde ve güzide bir yeri ve yazın insanların aynı İsmet paşa parkı gibi nefes almak için kendini attığı bol çınar ağaçlarının olduğu seçkin insanların oturduğu içinde adından da söylendiği gibi büyük bir kanalın geçtiği bir yer di.
Malatya da insanlarımız genç kızlarımız genç erkeklerimizin serbestçe dolaşabildiği özellikle dondurmasını eline alarak o ağaçların altında oturarak ya da kanalın kenarında ki demirlere oturarak sohbet etmeleri para ile pulla ölçülecek değerlendirilecek durumlar değillerdi.
Ancak bu gün bakıyoruz o kanal boyu gitmiş yerine altı yedi aydır süren sözde iyileştirme çalışmaları adı altında daha da kötü bir hale getirilmiş. Malatya belediyesine Sivas’ta bir ağaç katili yetkili getirildikten sonra inanın Malatya da ağaç kalmadı yeşil yer kalmadı. İşte o zatı muhterem Kanal boyunda bulunan bütün çınar ve diğer ağaçları keserek kestirerek kanal boyunu benim gibi kelleştirmiş kanalı şekilden şekle sokarak ileride “ ne çıkarsa bahtınıza “ denilecek duruma getirmişler.
Belediye milli eğitim müdürlüğü önünde ki körünün oraya bir gün bir proje koyuyor bakıyoruz birkaç gün sonra başka bir harita proje işte ne ise ondan koyuyor. O nedenle hangisine inanacağız hangi proje olacak ya da gerçekten bir proje üzerinde mi gidiyor bilmiyoruz bilemiyoruz hepsi Malatya kamuoyuna karanlık. Bu arada Kanal boyunda ki esnaf kan ağlıyor yaklaşık yedi sekiz aydır hepsi sinek avlıyor çek senet ödenmiyor ödenemiyor bu da cabası.
KERNEK PARKI YA DA MEYDANI : Kernek parkı Malatya ile o kadar özdeşleşmiş ki ben de ismini büyük harflerle yazdım.
Düşünün ki bir şehrin simgesi olmuş üzerine türküler yakılmış Türkiye’nin en şöhretli ses sanatçıları gelmiş bu parkta şarkılar Türküler söylemiş dışarıdan biri geldiğinde ilk uğrak yeri olmuş olan Kernek parkının yerinde şimdi yeller esiyor diyeceğim ancak oraya ucube bir yel değirmeni koymuş ki işte o vatandaş aklı evvelin biri o esen yeli beli durdurmuşlar.
Ben yaşta olanlar hatta benden 15 – 20 yaş daha küçük olanlar çok iyi bilir ve hatırlarlar kernek parkı bölgede tam bir eğlence dinlence merkezi idi. Aileler eşiyle dostuyla çocukları ile misafirleri ile evden dışarı çıktıklarında Malatya da ilk uğrakları kernek ondan sonra kanal boyu daha sonra da İsmet paşa parkında dinlenerek tekrar evlerine dönerlerdi.
Şimdi yukarda da değdim gibi ucube bir yel değirmeni kim hangi kafayla düşünmüşse içine beş sandalye üç masa konulmuş yukarılar başka bir âlem bir ara eşe dosta akrabaya oğla peşkeş çekilmiş daha sonra vaz geçilmiş velhasıl adam gibi adamların ailelerin gidip oturacağı dinleneceği yer olmaktan çıkmış orada yaşayan yerli Malatyalıların iddialarına göre daha çok psikopat tinerci şarapçı ve her türlü gayri meşru işlerin çevrildiği yer ve mekan durumuna düşürülmüş bir kernek anlatılıyor ve bu yaygın bir şekilde dilden dile dolaşıyor.
Malatya’nın üç tane doğal ağaçları bol yeşili bol huzurlu ve coşkulu güzide parkının durumunu anlatmaya çalıştım.
Bu üç yerin halini ahvalini ve ezelini ancak ve ancak Malatya’nın yerlileri ya da çok eskiden Malatya ya gelmiş Malatya kültürünü sosyal yapısını bilen yaşayanlar buraların kıymetini değerini bilir. Şimdi Malatya da özellikle yerel yönetimlerde yetkili olanlar Malatya’da yaşamını doğuştan bu güne kadar sürdürenler olsaydı inanın bu durumlar yaşanmaz Malatya bu kadar heder edilmez Malatya ya hiç kimse bu kadar ihanet edemezdi etmezdi. En azında gelmişine geçmişine kentine kentinde yaşayan insanlarına saygı duyar o ağaçlara o yeşilliklere o hatıralarla dolu günlere saygı duyarak onların değerlerini yok etmezdi.
Ama şimdi etkili yetkili olanlar ve onların şurada burada ithal olarak getirdikleri ağaç düşmanı zihniyetler “ miras yiyen evlat “ gibi her değeri Malatya ile ilgili her hatırayı yok ediyor tarihlerinin savaş kazanmış kurtuluş savaşında en büyük komutanlık yapmış Atatürk’ün silah arkadaşının ismini bile ağza alamayacak kadar da küçülmüşler.