Her yıl bütün dünyada anımsanan ve kutlanan 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü; ne yazık ki günümüzde gerçekleştirilen farklı anma veya kutlamalar la bu tarihsel günün anlam ve önemi iyice dejenere edilerek tarihsel değeri ile özdeşleşmeyen etkinliklerle tarihsel anlamından koparılmaktadır.
Bu tarihsel günün anlam ve amacına uygun yapılan sahiplenme ve etkinlikler olduğu gibi tamamen günü istismar eden propogandatif amaçlarla kullanıldığına da tanıklık etmekteyiz. Kuşkusuz 1857 yılında vahşi kapitalist sömürü çarkının acımazsızca döndüğü yıllarda ABD de New Yorklu emekçi kadınların büyük bir bedel, direniş ve cesaretle yaşamsallaştırdıkları bir gün olan 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü her şeyden önce emek mücadelesi ekseninde ağır bedeller ödenerek anlam kazanmıştır.
İnsanlık dışı ağır çalışma koşulları karşısında 40 000 dokuma işçisinin daha insani çalışma koşulları için bir tekstil fabrikasında grev gerçekleştirmesine karşı Newyork polisinin saldırması sonucunda 129 kadın emekçinin yaşamına mal olmuştur. Dolayısıyla bu anlamlı günün emek mücadelesiyle birlikte demokrasi, barış, Özgürlük, adalet, hukuk, İnsan hakları mücadelesiyle harmanlamak, ilişkilendirmek isabetli olmakla beraber bu günün “dünya sevgililer günü” gibi burjuva demokrasilerinde tüketim amaçlı etkinliklere araçsallaştırılması günün tarihsel anlamına saygısızlık olur kanaatindeyim.
Ayrıca 8 mart dünya emekçi kadınlar günü üzerinden sadece politik rant devşirmeye çalışan emek demokrasi ve hukukla ilişkisi olmayan, kadınlar üzerinden şiddet, her türlü istismar ve sömürüyü uygulayan devlet, sermaye ve iktidar sözcülerinin 8 mart ile ilgili ajitatif söylemlerde bulunmaları bu günü lekelemekten başka anlam taşımadığını ifade etmek gerekiyor
Ortadoğu’yu uyguladıkları politikalarla bir cehenneme dönüştüren, yüz binlerce insanın kadının çocuğun, ölümüne, mültecileşmesine, denizlerde boğularak yok olmasına, Çocuk yaşta kızların kadınların pazarlanmasına, köleleştirilmesine, Mülteci piyasasının Kayserileştirilmesine, her gün birkaç kadının öldürülmesine yol açanların ülkeyi yönetenlerin 8 Marta emekçi kadınlar gününü süslü kelimelerle ifade etme hakkına sahip olmadıklarını düşünüyorum.
Cizre’de Sur’da İdil’de, Nusaybin’de, sivil kadın, çocuk, erkekleri katlettirerek, çıplak fotoğraflarını teşhir ederek, zırhlı araçların arkasına bağlayıp sürükleyerek 8 Mart etkinliklerine katılan kadınlara dahi gaz, basınçlı su ve coplarla saldırarak insanlık suçu işleyen ve işletenlerin, kameralar karşısına geçip 8 Mart lar dan söz ederek methiyeler dizmesi 8 Mart’ın ruhuna ve tarihsel değerine hakaretten başka bir anlam ifade etmemektedir.
Birleşmiş Miletler tarafından kabul gürmüş, İnsan hakları temelinde kadınların sosyal, siyasal bilincinin gelişmesi, ekonomik haklarını elde etmesi ve bunları başarıya dönüştürerek kutlaması, bu değerli kazanımı insanlığın ortak mutluluğu ve refahı için kullanarak kalıcı hale getirmesi gereken bir gün olarak sembolleşmesi 8 Mart’ın tarihsel anlam ve amacına uygun düşecektir.