Uzun süredir HDP lilerin dokunulmazlığının kaldırılması yönünde Cumhurbaşkanının büyük bir öfke ve ve intikam duygusuyla yaptığı pres sonucunda Başbakan Davutoğlu sonunda pes ederek gerekli girişimi büyük bir hamasetle sosladıktan sonra meclis gündemine getirmiş bulunuyor. Başından beri her sıkıştığında AKP ve cumhurbaşkanını büyük bir vatanseverlik aşkıyla destekleyen MHP ye CHP lideri Kılıçdaroğlu da ortaklaşmaktan çekinmemiştir. Şimdiden bütün sonuçlarıyla AKP nin işine yaramaktan başka bir anlam ifade etmeyen bu desteğin hiçbir sahte mazerete dayandırılmasının mantıki bir izahı bulunmamaktadır. Olsa olsa işin aslına rücu etmesidir. Yani mesele Kürt meselesi ve Kürt kakları olunca Milliyetçisinden muhafazakârına sosyal demokratın dan A sosyal demokratına kadar herkesin aynı ittifakta buluşmasıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Bir TV kanalında gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz siyasetçi bedel öder. Dokunulmazlık kaldırıldıktan sonra bizi hapse atacaklarsa atsınlar. Üstelik biz bedel ödemekten korkmuyoruz diyerek birde ne kadar cesur olduklarını da ifade etmeyi de ihmal etmemiştir.
Mevcut durumda AKP ve Cumhurbaşkanının, dokunulmazlıkları kaldırmadaki acele ve ısrarlarının gerisinde HDP li Milletvekilleri olduğunu, şimdilik şartıyla CHP ve MHP ile ilgili bir dokunulmazlık sorununun olmadığını her kes bilmektedir. Asıl mesele Kürt halkı ve muhtemel kazanımlarına karşı milliyetçi ırkçı histerinin top yekun bir saldırı ve savaş konseptiyle devrede olduğunu CHP lideri çok iyi bilmektedir.
CHP ve liderinin tahkiyeli tutumu, AKP ve Cumhurbaşkanının HDP li Milletvekillerini cezalandırarak hem Meclis aritmetiğini Başkanlık hülyalarına uyumlu hale getirme, hem de Kürt halkının demokratik insani taleplerini baskılamaktan başka işe yaramayacağını herkes gibi bütün CHP lilerde bilmektedir. CHP tıpkı MHP gibi Kürt siyasal hareketine karşı bu kutsal ittifakın içine koymaktan kedisini alıkoyamamıştır.
Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlık tavrı CHP nin manevi lideri Baykal’ın 7 Haziran seçimlerinden şu ana kadar “mesele vatan olunca AKP içinde olmaktan çekinmem” biçimindeki açıklama ve yol göstericiliğiyle son derece uyumlu olduğunu ifade etmeye bile gerek olmadığını düşünmekteyim.
Oysa toplumun, mevcut kaotik ve umutsuz ortamın aşılmasında CHP den bir beklentisi vardı. Ana muhalefet partisi olması, tek kişi diktatoryasına doğru ilerleyen ülkenin, içinde sosyal demokrat bir damar bulunduran CHP nin takınacağı kararlı ve demokratik bir muhalefetle engellenebileceğini hayal ediyordu. Oysa şimdiden bu hayâlın CHP ve liderinin bu açıklamasıyla gerçekten bir hayalden ibaret olduğunu göstermiştir.