Bir memleket ki bilinmeze doğru yol alıyor.
Bir gemi ki teknelerinde su alıyor.
Bir muhalefet ki bir ihanete ortak oluyor.
Sanki görev dağılımı yapılmış.
Sanki iktidarıyla muhalefeti ile herkes görevini yapıyor usta.
Rotası olmayan gemi dalgaların vicdanına terk edilmiş sarhoş ve delicoş çırpınıp gidiyor.
Kimse bir şeyler yapmıyor usta.
İnsanlar ölüyor.
Gencecik fidanlar toprağın karanlığına gömütleşiyor.
Her gün, ama her gün birileri Anayasa’yı ihlal ediyor
Kimsenin gıkı bile çıkmıyor usta.
Ana muhalefet partisi mezara girmiş ölü gibi susuyor.
Salıdan salıya bir gazel okuyor.
Ne kendisi dinliyor, ne de tayfaları bir şey anlıyor.
Bu gemi su alıyor usta
Bir şeyler yapmalı usta.
Bir yanımız deniz, bir yanımız domuz sürüsü usta.
Analara bir sözümüz olmalı usta.
Çocuklar ölüyorlar boy boy gömütlerde.
Elimizde muhalefet etmekten fazla bir şey kalmadı usta.
Ana muhalefet bu yasamaya yürütmeye ve yargıya tam olarak güveniyor usta.
Kendi elleriyle, kendi ipini çekiyor usta.
Diyor ki: Dokunulmazlık yasası anayasa aykırıymış.
Birileri demiyor ki, anayasaya aykırı olan bir yasayı neden savunuyorsun.
Birileri demiyor ki: Hani sen hukuka uygun hareket edecektin.
Hukuksuzluğa nasıl arka çıkarsın usta.
Bir şeyler yapmalı usta.
Davutoğlu da Şam’da namaz kılamadan çekip gitti usta.
Olsun, bir kerecik kılmamayla bir şey olmaz. Şimdi Kilis’te namaz kılma zamanı usta.
Söyleyin Kilise gelsin namazını orada kılsın usta. Hem de oralarda herkes abdestli geziniyormuş.
Gelin hep beraber bir türkü tutturalım.
Karamanın koyunu.
Sonra çıkar oyunu.
Uyu uyu ana muhalefet uyu.
Uyu da büyü.
Dağ başını duman almış.
Ankara’nın taşına bak.
Gözlerimin yaşına bak.
Hani biz Abasud Efendi’nin ordusunu esir etmiştik.
Şu feleğin işine bak.