Baharın sonu,yazın başındaydık.
Kirazlarla beraber kızıla boyandık.
Susuz toprakta kıraç çiçeklerdik
Yüreğimizi toma’lara açtık.
Serinlesin diye öfkemiz (M.Yuka)
Haziran tarihimizde zulme baş kaldırılışının miladıdır.Haziranda öncesi yoktur.Tanzimat’ta,Islahat’ta,Meşrutiyet’te,Cumhuriyet’te hep yukarıdan dizeyinle gelmiştir.
Haziran ise zulme karşı dalga dalga gelişen tek dip dalgadır.Bu halkın da gurur abidesidir.Darbedir diyenler anayasal süreci raptı zapt altına alanlardı.Zaten anayasa bir darbe ile askıya alınmıştı. Zaten basın siyasi iktidara teslim olmuştu.
Peki ya haziran HAZİRAN 1913 de neler oldu.
İnsanlar insan olduğunu hatırladı. İnsanlar, dedi ki: Demokrasi vaadi ile geldin, şimdi polis devleti oldun. Buna müsaade etmeyeceğiz.
Yargıyı bağımsız kılacağız. Basını özgür kılacağız. Havuzdaki medya ihanetine son vereceğiz. IŞID ile olan diyaloga son vereceğiz.
Reyhanlı’nın hesabını soracağız. Suriye’deki mezhepler savaşının hesabını soracağız. Yeşile düşman, rantçı ekonomiye dur diyeceğiz. HSYK ile tarafsızlığını yitiren yargıyı tekrar tarafsızlaştıracağız.
Anayasal süreci yeniden başlatacağız. Halkın çocuklarının imamlaştırılmasına ve onun programı olan 4+4+4 eğitim sürecine son vereceğiz.
Cumhuriyetle hesaplanılmasına müsaade etmeyeceğiz.
Laik devletten ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceğiz, dediler.
Bu memlekette Aleviler de var, onların demokratik haklarının ellerinde alınmasına göz yummayacağız.
Gezi direnişinde ölenlerin hedef seçilerek öldürülmesini kabul etmiyoruz dediler. Öldürülen gençlerin katillerini yargılayın dediler.
İşte tam da bu noktada bir polisin açık hedefe alması ile ETEM SARISÜLÜK Ankara’da öldürüldü.
Halk ya demokrasi diyecekti, ya polisiye diktatörlüğü sineye çekecekti. Halkın yarısı demokrasi dedi ve sokaklara döküldü. Bunca zulme rağmen baş eğmedi.
Öteki mahalledendik.
Gezi mektebinde geldik
Destanı da
Mitolojiyi de biz yazdık
Zulüm destan yazacakmış
Biz ona alın yazısı yazdık
Polisin halka karşı muhalefeti acımasızdı. Her yerde zehirli gaz yükseliyordu. Tomalar önüne gelen gençlere acımasız saldırıyordu. Kırmızı elbiseli bir bayan, tekerlikle sandalyedeki bir engelli tomalara karşı birer sembol oldular.
Ama insanlar ölmeye devam ediyordu. Ali İsmail adlı genç faşistlerin sopası ile dövülerek öldürüldü.
Ben Ali İsmail
Dövdüler beni anne
Vurdular beni mücahitler
Arafat kadar İslam
Erciyes kadar Türk’tüler
Ama
Köpek kadar aç
Yılan kadar çıplaktılar.
Onlar da ötekilerdendi.
Ama demiri demirle döverler
Biri sıcak, diğeri soğuk
Haziranda ölmek zor.Anadolu’da meyvelerin olgunlaşmaya başladığı aydır haziran.Haziranda onlarca çocuklarımızı öldürdüler İslam kılıflı caniler.Çocuklarımızın mezarında korktular.Onlarca şehit verdik.1-Mehmet Ayvalıtaş 2-abdullah Cömert. 3-Mustafa Sarı 4-İrfan Tuna 5 Selim Önder.6-Ethem Sarısülük 7-Zeynep Eryaşar 8-Medeni Yıldırım 9-Alismail Korkmaz 10-Ahmet Atakan 11-Serdal Kadakal 12- Berkin Elvan.Berkin daha çocuktu.Bir yıl komada kaldı.Hiçbirinin katili yeterli cezaya çarptırılmadı.Gün ola devran döne.Bunca zulüm içinde ,Berkin Elvan için seçtiğim şiirimle son vereceğim.
EKMEK VE ÇOCUK
Benden korkuyorlar anne
Bilyelerimden korkuyorlar
Poşumdan korkuyorlar
Yüreğimde korkuyorlar
Bunu inkâr etmiyorlar anne
Meydanlarda baar baar bağırıyorlar
Berkinin bilyeleri var
Mezarına bile koydular diyorlar anne.
Anne beni bekleme
Yalnız değilim ben
Devlet dersinde ölen
Ne çok çocuk tanıdım anne
Anne, sen yoktun
Ne çok yıldızlar kaydı
Yıldızların arasında
Senin saçlarını gördüm
Beni bekle anne
Faşizme inat
Sana o ekmeği getireceğim anne
(M.Yuka)
Haziranda ölmek zor demişti ünlü şair Hasan Hüseyin.Gün gelir bu ölenlerin hesabı sorulur.