ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

15 Temmuz kanlı askeri darbesine kadar muhalefet partileri, özelikle CHP ve HDP ile ilgili Cumhur Başkanı baş ta olmak üzere ve diğer tüm iktidar mensubu siyasi temsilcilerin üslup ve değerlendirmelerinde hep yok sayıcı,  aşağılayıcı, küçümseyici, ifadeler vardır.  Adam yerine koymama tutumu esastır. CHP nin mevcut lideri için, kaset ile gelmiş kaset ile gidecek genel müdür yakıştırması hiçbir zaman eksik olmadı. CHP nin kurucu önderleri için “ iki Ayaş” partililer için  “cibilyetsiz”  gibi ifadeler sık sık tekrarlanan aşağılamalar arasında aşina olduğumuz suçlamalar olarak hafızamızda yer aldı. İktidar partisi bütün kadrolarıyla Hiçbir zaman ana muhalefet partisini ve yöneticilerini ciddiye alan bir yaklaşımı göstermemiştir. Parlamento ve genel kurul çalışmalarında CHP nin hiçbir makul öneri ve kanun teklifini ciddiye almamıştır.

İktidar partisinin,  Parlamentoda üçüncü büyük partisi olan HDP ye yönelik yaklaşımı daha da katı ve düşmanca olmuştur. Çözüm veya müzakere süreci boyunca aynı masada muhatap aldığı HDP yi Sürekli  “ terörle” özdeşleştirerek kriminalize etmiş,  altı milyon seçmenin tercihiyle TBMM ine girmiş bu Milletvekillerinin dokunulmazlıkları anti demokratik ve hukuk dışı yöntemlerle üstelik ana muhalefet partisi CHP li Milletvekillerinin bir kısmı MHP li Milletvekillerinin tamamının oylarıyla kaldırmıştır. Cumhurbaşkanının talimatıyla aceleden milletvekilleri hakkında fezlekeler hazırlanmış bir an önce TBMM dışına atılmaları için soruşturmalar başlatılmıştır.

Kanlı darbe ve bu darbe karşısında HDP nin CHP den önce gösterdiği refleks ve darbe karşıtı ilkesel tutumuna rağmen bu partiyle ilgili ayırımcı tutum da bir değişiklik olmadığı gibi HDP nin darbe karşıtı gerçekleştirdiği ve yüz binlerce insanın katıldığı mitinglerle ilgili genel ve yandaş medyada bir tek haber kırıntısının çıkmasına dahi tahammül edilmemiştir.

Dolayısıyla iktidarın muhalefet aşkını sadece CHP ve MHP ile tanımlamak çok daha doğru olur. MHP ile ilgili  bu konuda bir şey söylemeye bile gerek yok, çünkü 7 haziran 2015 genel seçimlerinin hemen ardından, AKP nin halk iradesi ile tek başına iktidardan alıkonulması üzerine Halk iradesini bir kenara koyarak İktidar partisinin iradesiyle bütünleşmiş Bir MHP, AKP ile olan ortaklaşmasını istikrarlı bir yörüngede tutulmaya devam etmekte, adeta iç muhalefetin baskısıyla da kader birliğini sürdürmektedir.

Mevcut koşullarda İktidarın CHP ve MHP ile olan ilgisi özümsenmiş bir sevgiden kaynaklanmadığı gibi gerçekleştirilen kanlı darbenin şiddetinden öte darbe sonrası içte ve dışta yaşanan güç kabının bir an önce telafi edilmesiyle ilgili bir durum olduğu ap açık ortada.

Darbe sonrası batılı “dost ve müttefik” ülkelerin ilgisizliği, içerde yaşanan belirsizlik, Paralel yapı olarak tanımlanan FETÖ cü tehdidin sınırı ile ilgili kaygılar, yeniden sağlanacak gücün meşruiyetinin pekiştirilmesi ile ilgili ihtiyaçlar malum muhalefet ile bir flört gereksinimini ortaya çıkarmıştır. Bu gereksinim geçici ve taktiksel olmaktan öteye geçmeyeceğini darbe sonrası bocalama süreci atlatıldıktan sonra daha net göreceğiz.

Sarayda gerçekleşen ortak toplantılar, karşılıklı ziyaretler, ortak miting seremonileri,  Yeni kapıda birlikte olalım ısrarları demokratik olgunluktan öte darbe sonrası iktidarın dünyadaki durumu hakkında vardığı hüküm ve ihtiyaçla bağlantılı olduğunu, 15 Temmuz öncesi gücün üstünde bir güce tekrar erişildiğinde yaşanan muhalefet aşkının, muhalefetin içinin iyice boşaltıldığını sağlandıktan sonra bittiğini,  birlikte göreceğiz. 14 yıllık siyasal deneyim bize bunu göstermektedir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.