Ülkemiz hızla bir iç savaşa doğru sürüklenmek istenmekte. Bu iç savaş süreci sonucunda orta doğuda yeniden bir yapılanma hedeflenmekte. Bu hedefe varmak için de AKP nin anti demokratik devlet anlayışında yaralanılmakta.
AKP ise bilinçsizce bunların emellerine hizmet etmekte.
Tehlike görülenden daha büyük.
Bu tehlikeyi AKP nin tek başına göğüsleyebileceğini sanmıyorum.
IŞID ‘ın Gaziantep saldırısından sonra Cereplus üzerinde Suriye’ye girildi. Temennimiz oradaki Kürtlerle karşı karşıya gelmezler. Başımıza daha büyük sorunlar yaratmazlar.
Dünyayı yönettikleri ideasındaki güçler Irak, Libya, Suriye ve Mısır’dan sonra sıranın Türkiye’ye geldiğini sanmaktalar. Bunun hazırlığını yıllardır yapmaktalar. Bunun için AKP eliyle bu ülkenin sinir uçlarıyla oynandılar. Sorunları çözmediler. Var olan sorunlara daha yenilerini eklediler.
Kürt sorunu bir türlü çözüme ulaşamadı.
Alevi sorunu bir türlü çözülmedi.
Demokrasinin önündeki engeller bir türlü kaldırılmadı.
Düşünce özgürlüğü bir türlü sağlanamadı.
Sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin önü bir türlü açılmadı.
Basın özgürlüğü bir türlü sağlanamadı.
Üniversitelerin kürsüleri susturuldu. Hiç bir üniversite senatosu kendi alanında görüş belirtmekte kaçındı.
Yasama tek elde toplandı.
Yürütme, yetkilerini kimseyle paylaşmadı.
Yargı bağımsızlığı tümden kaybetti.
Özgür birey yerine cemaatçilik teşvik edildi.
Halkın malı olan KİT ler, halkın elinde alınarak yandaşlara peşkeş edildi.
Yüksek yargı herhangi bir konuda görüş belirtmekte çekindi.
Cumhurbaşkanı partiler üstü davranmadı. Partiler arası denge sağlayıcı hiçbir kurum kalmadı.
7 Haziran seçimleri hazmedilemedi ve ülke tekrar seçime götürüldü.
Sonuçları hesaplanmadan Suriye’deki Esat rejimine müdahale edildi.
Ülkemiz Cihatçılar için bir geçiş güzergâhı haline geldi.
Suriye’nin kuzeyinde yeni bir Kürt oluşumu gerçekleşti.
IŞID bize komşu oldu.
Suudi Arabistan öncülüğündeki Sünni ittifak içinde yer alarak mezhepsel bir görüntü yarattı.
Barbar bir yapıya sahip IŞID denilen örgüt dünyayı tehdit etmeye başladı.
Mezhepçi politikalardan destek alan IŞID Suruç, Diyarbakır, Ankara gar meydanı, Sultanahmet, Gazi Antep ve başka illerde patlattığı bombalarla yüzlerce can aldı. Ülke tam Ortadoğu görüntüsü vermeye başladı.
İnsanlar ölüme alıştı. Suruç katliamında sonra iki polis hunharca öldürüldü. Kandil bombalandı. PKK eylemlere başladı.
Başta Cizre olmak üzere, Diyarbakır Sur’da, Nusaybin’de, Şırnak’ta hendek çatışmaları başladı ve ülkemiz yıkılan bu şehirlerle çok derin yara aldı.
Ülkenin dört bir yanında şehit haberleri gelmeye başladı. Her geçen gün şehit sayılarında artış olmaya başladı. Toplum tepkisizleşerek ölümleri kabullenmeye başladı.
Devlet kadrolarında Liyakat kurallarına uyulmadı, adam kayırma yöntemi ile devletin kilit noktaları FETÖ denilen örgüte teslim edildi. FETÖ örgütü devletteki kadrolaşmasını tamamlayarak devletin tamamını istedi.
Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarla FETÖ örgütünün önündeki engeller bertaraf edildi.
15 Temmuz 2016 günü başarısız bir darbe girişimi ile ülke yeni bir sürece girdi.
15 Temmuz darbe girişiminde sonra ülke hızla bir kaosa doğru sürüklendi.
Olağanüstü hal ilan edildi.
Gazeteler kapatıldı. Televizyonlar kapatıldı. Gazeteciler tutuklandı. Binlerce insan işinden edildi.
Dünyaca tanınmış yazarlar ve gazeteciler tutuklandı.
Son olarak da CHP genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na Artvin’de saldırı düzenlendi. İleride bu tür saldırı ve suikastların devam edeceği görülüyor. Ülkeyi bir iç kargaşaya sürüklemek istiyorlar.
Sözün kısası görüntü dışarıda bakıldığında çok kötü.
AKP ülkeyi çok kötü yönetti.İşte bazı güçler AKP nin bu antidemokratik yapısını gerekçe göstererek ülkemize müdahale etmek istiyorlar.Tıpkı Saddam Hüseyin’i bahane ederek Irak ,Libya ve Suriye’ye getirdikleri demokrasilerden bizi de nasiplendirmek istiyorlar.
Peki ya ne yapmalı?
1-Suriye toprakları emperyalist taşeronlarından arındırılmalı.
2-Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı ve Suriye eski haline tekrar döndürülmeli.
3-Bölge ve dünya için tehdit olan “IŞID” bölgeden temizlenmeli.Mülteci olan Suriye halkı, tekrar ülkelerine gitmeleri için ortam hazırlanmalı.
4-AKP-CHP-MHP-HDP hemen bir araya gelmeli ve ülkemizin geleceği için uzlaşmalı.
5-Milli birlik komitesi kurulmalı ve terörün her türlüsü lanetlenmeli.
6-Zaman geçirilmedin 4 partiyi de kapsayan bir hükümet kurulmalı.
7-Yeni kurulan bu milli mutabakat hükümeti gerekli anayasal değişiklikleri yaptıktan sonra seçime gitmeli.
Tehlike görüldüğünden daha büyük.Bunun için AKP tek başına böyle bir süreci göğüsleyebileceğini sanmıyorum.Ancak böyle tehlikeli süreçlerde Milli Mutabakat hükümetleri ile geçilir.Milli mutabakat hükümetlerinde kimse öteki değildir.Ötekileştirme olmadığı yerde bir iç çatışma yaratma olanağı da yoktur.Yeni bir anayasa ile yeniden demokratik bir yapı oluşturularak ülkemiz İlahların saldırısını böylece bertaraf edebilir.