Bana göre Dünya da bu iki kelimeden daha güzel daha anlamlı ve halkların haklarını savunan daha içerikli bir kelimeler olmaz olamaz.
Hele hele şu günlerde Türkiye’nin öyle çok ihtiyacı var ki hem demokrasiye hem de özgürlüklere.
Demokrasi,
Demokrasi toplumdaki siyasi, ekonomik, dini, kültürel, etnik, yasal eşitlik konularında öne çıkan bir anlayıştır. Yasal eşitlik, eşit yurttaşlık, özgürlük ve laik demokratik çağdaş hukukun üstünlüğü demokrasinin en önemli anlatımı yaşam biçimidir.
Özgürlük, herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî. Özgür irade, bireysel özgürlük, adalet, kamu hakları, politik özgürlük, ifade özgürlüğü, ahlaki sorumluluk, özerklik, öz irade kavramlarını karşılayabilen genel bir anlama sahiptir. Felsefi bir problem olan bireysel özgürlüğü ele alacağız. En kısa tanımıyla: “kendi hareketlerini kontrol edebilme niteliği“ dır.
Netice olarak Özgürlük veya erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur
Şimdi bu tanımlar doğrultusunda hareket edecek olursak bu ülkede birileri sucuk ekmek bol bol çorba yeme içme hatta her türlü giderler karşılanılarak sözüm ona “ demokrasi nöbeti “ tutar Bazıları ya da birileri de dağlarda ovalarda karda kışta durmadan sakınmadan “ kurşun “ yiyerek asıl ve gerçek vatan ve demokrasi için nöbet tutar.
MALCOLMX ın dediği gibi eğer uğrunda ölmeye hazır değilseniz “ ÖZGÜRLÜK “ kelimesini kelime hazinenizden çıkarmanız gerekir.
Neden demokrasi ve Özgürlük? Dedim.
Çünkü son MGK toplantısında FETÖ cü faşistlerce kalkışılan ancak hiçbir şekilde başarılı olmaları mümkün olmayan 15 Temmuz gününü “ demokrasi ve özgürlük “ günü olarak tespit edilmesini hükümete tavsiye etme kararı almışlar.
Öncelikle şunu çok canı gönülden talep ve arzu ederim ki yılın 365 günü keşke demokrasi ve özgürlükler içerisinde geçse yani keşke bu ülkeye sonsuza dek demokrasi ve özgürlük yerleşse ve hiçbir zaman bir daha demokrasiden ve özgürlüklerden yoksun yaşanmasa diye diliyorum.
Ancak durum pek de öyle görünmüyor çünkü bu ülkede gerçek bir demokrasi ne geldi ne getirildi. Gelmesini ve getirilmesini isteyen buna kalkışan onlarca hareketler oldu oluştu ama ilk etapta bütün top ve tüfekleri ile cop ve tomalar ile geri teptirdiler teptirmeye de devam ediyorlar.
Gelelim 15 Temmuz demokrasi ve özgürlük gününe..
Evet, 15 Temmuzda zaten az olan demokrasi ve özgürlüklerin tamamen yok edilmesi ülkede kardeş kanının oluk oluk akması ülkemizin geleceğinin karartılması için ordu içinde ve dışında ki azınlık bir gurup desteğini FETÖ de alarak darbe kalkışmasına kalkıştılar ancak sağ duyulu vatandaşlarımızın ülkesini seven ve kalkışma sırasında karargâhını terk etmeyen sağ duyulu askerlerin iktidarın muhalefetin ülkesini bayrağını seven herkesin bir bütün olması bununla da kalmayıp özverili vatandaşlarımızın kah tankın üstünde kah tankın altında dik durarak verdikleri mücadele sonucunda bu darbe girişimi ber taraf edilmiş ülke bir kaosta kurtulmuş bir nefes almıştır ancak halen bazı tehlikeler olduğu da dile getirilmekte bazı senaryolar üretilmekte olsa da Bana göre artık FETÖ örgütünün kolu kanadı kırıldı.
Gelelim özgürlük ve demokrasi sorununa. Demokrasi Dünya da ki en önemli ve değerli bir yönetim biçimi dedik. Bir ülkede demokrasi yoksa özgürlükte yoktur dur insan hakları da yoktur dur sadece faşizm ve tek adam diktatörlüğü olur.
15 Temmuzda yok edilmek kökten kesilmek istenen demokrasi yukarda da belirttiğim gibi iyi niyeti özverili vatanını halkını halkları seven insanların gayretleri ile tamamen yok olması önlenmiştir. 16 Temmuzda bu ülkede yaklaşık 29 gün “ demokrasi nöbeti “ her ne kadar tutulmuş olduğu belirtilse de olaylara ve gelişmelere yaklaşarak baktığımızda o nöbetlere katılanların büyük çoğunluğu samimi değil .
Örneğin 16 Temmuz günü Malatya da bir takım ucube gurup toplanarak Alevilerin demokrat sol düşüncede ki vatandaşların kürt kökenli insanların daha ziyade oturduğu Paşa köşkü ve devamında ki mahallelere saldırmaya onları şayet güçleri yeterse linç etmeye gittiler ancak Vali ve Emniyet müdürünün gayretleri sayesinde başarılı olamadılar.
Peki, ben buradan soruyorum o Paşa köşküne çıkmak isteyen hatta çıkan bir avuç insan bozuntusu provokatörler ile FETÖ cü teröristlerin ne farkı var?
Peki ben yine soruyorum o bir avuç zibidi ne olduğu belirsiz adam kılığında ki yaratıkların Tekbir getirerek tuttukları sözde demokrasi nöbetine nasıl demokrasi nöbeti diyeceğiz hatta diyebilecek miyiz?.
Yine bu ve benzeri yaratıkların sabahlara kadar sadece kendilerini ve hiç değeri olmayan egolarını tatmin etmek için sabahın tan vaktine kadar bağırıp çağırarak yaptıkları gürültülerle insanların yaşamını ihtiyarların çocukların istirahatlarını bozarak özgürlüklerine tecavüz edenlerle mi demokrasi ve özgürlükleri bu ülkeye getireceğiz.
15 Temmuz dâhil bütün günler demokrasi ve özgürlükler günü olsun burada hiçbir sorun yok.
Önemli olan özgürlükleri demokrasiyi yaşamak yaşatmaktır.
İşte o faşist kafa ve 15 Temmuzdan sonra ki cadı avları ile mağdur edilen sapla samanı karıştıran anlayışla bu ülkeye demokrasi de özgürlükte zor gelir.
Demokrasi nöbeti tutuyorum derken tekbir getirerek “ ALLAH-U EKBER “ diyerek dini demokrasiye siyasete alet edenlerle demokrasi olmaz öyle de demokrasi gelmez.
Şu an bakıyoruz Camilerde sela yok meydanlarda halk yok elde bayrakla gezen yok kornalara basan araç yok Şehit çok ancak tepki yooook
Demek ki ne imiş öyle söylenildiği gibi demokrasi talebi değil özgürlükler talebi değil Mevzu vatan ülkenin bölünmez bütünlüğü hiç değil sadece ve sadece MAKAMMIŞ
OHAL ve KHKgibi faşizm olgularına sırtnı dayayacak on binlerce özellikle Eğitim – sen li oldukları için görevden uzaklaştıracak bazılarını ihraç edeceksin
Özgür irade diyerek seçilmişlere saygı gösterilmesi istenecek ancak diğer yanda seçilmişler görevden alınacak kayyumlar atanacak 6 milyon oy almış siyasi parti yok sayılacak..
Bundan sonra da 15 Temmuz demokrasi ve özgürlükler günü olacak… Hadi canım sende……. hadi canım sende
Peki, o zaman bu OHAL ve KHK ile ilişkilendirilerek yaptığın sivil ve iktidar ile bir bütün olarak yapılan darbeci icraatların anlayışın günlerinin adı ne olacak?
Hele son günlerde Türkiye genelinde kendine muhalif gördüğün medya kuruluşlarını televizyonları radyoları gazeteleri kapatmak karartmakla ve o kafalarla demokrasi hiç gelmez getiremezsiniz.
Zaten demokrat olmak demokrasiyi getirmek gibi bir niyet te yok.
O Nedenle hiç kendi kendimizi kandırmayalım. 15 Temmuzu yani gerçek demokrasi mücadelesi veren verilen günü ve gerçekten mücadele veren canını dişine takarak hiç bir tehlikeden korkmadan yürekli insanlarımızın emeğine sadece saygı duyalım yeter.