Dolar’ın Türk lirası karşısında önlenemeyen yükselişi Türkiye ekonomisi açısından sadece para piyasası ve ya kur tanımlamasıyla ilgili basit bir durum olarak geçiştirmek veya tanımlamak mümkün değildir. Uluslar arası derecelendirme kuruluşları Moody’s,Standar poors, fitch’ in Türkiye ekonomisiyle ilgili notları ekonomiden sorumlu ve sorumsuz bakanlar tarafından; söz konusu kararın ekonomik olmanın ötesinde siyasi kararlar olduğu söylenerek “Üst akıl işi” “vız gelir tırıs gider “ tanımlamasıyla cevaplandırdı.
Önce değerlendirme kuruluşların verdiği kararların ne anlama geldiğine bakalım. Mood’ys Türkiyenin yatırım yapılabilir kredi notunu düşürürken, bir başka uluslar arası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings ise aralarında alt seviye yatırım yapılabilir grubundaki ülkeler gibi Türkiye’nin de bu gurup içinde yatırım yapılabilir ülke olarak belirtmiştir. Fitch’in baz aldığı “BBB+” “BBB” ve “BBB-“ Kredi notları "BBB-"nin hemen altında bulunan "BB+", "BB" ve "BB-" kredi notları ise "yatırım yapılamaz (çöp)" seviyeyi gösteriyor.
Moody’s Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmede, cari dengesizliğin devam etmesi, Kurumsal ortamda sağlıklı bir rekabetin olmaması, Jeo politik ve iç siyasi ortamdan kaynaklanan riskler, yabancı fon akışının durması gibi nedenleri göstermektedir.
Moody’s İn değerlendirmelerini Türkiye’nin reel politik pozisyonuna uyarladığımızda karşımıza Hükümetin iç ve dış siyasetteki stratejisinin sonuçları çıkmaktadır. Dış politikada olduğu gibi iç siyasete anti demokratik ve çatışmacı tutumu yabancı sermayeyi kaçırdığı gibi yerli büyük firmalarında yatırım sermayelerini iç piyasayı güvenli bulmadıkları için yurt dışına transfer ettiklerini görüyoruz. Dolayısıyla sermaye için güvenilir yatırım şartlarının oluşturulmaması hem yerli, hem yabancı sermayeyi kaçırmaktadır. Bu şartları düzeltmeden yani evrensel demokrasi ve Hukuk sistemine geçmeden çatışmacı politikaları terk etmeden istikrarlı bir zemin oluşturmadan sermaye ve yatırımların kaçışını üst akıl işi olarak değerlendirmek İç kamuoyuna yönelik yapılan hamasetten öteye geçmeyecektir.
Dolayısıyla hamaset üzerinden yapılan değerlendirme ile Doların yükseliş trendi engellenmeyeceği gibi, tanımlamalarla bir gecede kişi başına 10 bin Dolar’a çıkarılan milli gelir aynı şekilde bir gecede 2500 dolar seviyesine inmesine, de engel olunamaz. Yıl sonuna kadar 3800 tl sınırına yaklaşacak olan doların yol açtığı yüksek oranlı devalüasyon ve buna bağlı olarak meydana gelen yoksullaşmayı önlemeden, ciddi yatırım yapmadan, üretim gerçekleştirmeden, yolsuzlukları önlemeden, istihdam sağlamadan, kamu harcamalarını ( yüksek orandaki güvenlik harcamaları) kısmadan, Özel sektör’ün yüksek oranlı dış borçları yüzünden kırılganlaşan tabloyu makul bir yere çekmeden kısa vadede usulsüzlüklerle, bilinmeyen paraların giriş çıkışıyla, iflah olunmayacağının örnekleri bolca görmek mümkün.
Servetakbudak.com
