Türkiye modeli Başkanlık sistem ve hedefi için her geçen gün siyasal ve toplumsal gerilim katsayısı tıpkı gerilim filmlerinde olduğu gibi adrenalinimizi yükseltmeye devam etmektedir. Son on gün içinde yaşananlara baktığımızda toplumsal bağışıklık sisteminin epeyce gelişip güçlendiğini gösteriyor ki hemen korktuğumuz başımıza gelmiyor. Oysa sağlıklı refleks ve sinir sistemine sahip hiçbir toplumsal yapıda bu denli üst üste yaşatılan şiddetli şoklara dayana bilmek mümkün değildir.
Toplumsal muhalefeti lime lime edip ortadan kaldırmayı hedefleyen bu yönelimler karşısında biriken öfkeye rağmen yaşanan çaresizlik ileriki dönemde nasıl bir kaosa dönüşeceğini şimdiden kestirmek, mümkün değildir. 15 Temmuz darbe girişimi ardından yaşama geçirilen OHAL ve KHK tedbirleri sadece darbe kaynaklı ifrazatları temizlemeyi esas alan yaklaşımın ötesinde geçmiş bulunmaktadır. Hedeflenen iktidar eksenine aykırı olabilme ihtimal ve potansiyeli taşıyan her şeyin ve her kesin yok edilmesi ne yönelik operasyonlar dizisine dönüştüğünü görmemek saflık olur.
Ne HDP li Milet vekillerinin gözaltına alınıp tutuklanmaları sadece ifade vermeye gitmemelerine bağlana bilir, ne de Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere basına yönelik operasyonun ve tutuklamalar basın yasasına aykırı bir durumla izah edile bilinir. Tüm bu operasyonlar hedeflenen başkanlık rejiminin önünde engel olabilecek her türlü ihtimali ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu anlamakta yarar var.
Her geçen gün C.Başkanının ifadesiyle “At izinin it izine” karıştığı biçimine dönüşen ve yığınsal mağduriyetlere yol açan çeşitlendirilmiş operasyonlar. Sadece bilinen muhalif kesimlerle sınırlı kalmayarak şu ana kadar “Allahın lütfü” ne dönüştürülen darbenin keyfini ortak yaşamış kesimlere de sıçradığını görmekteyiz. Yani amaçlanan hedefe ulaşılıncaya kadar daha çok operasyonlar ve daha çok kullanılarak tüketilmiş, içi boşaltılmış artık işe yaramaz hale gelmiş yedek enerji pillerinin çöplüğe atıldığı bir süreci yaşayacağız. Her kes bu gidişatın toplumsal barış ve demokratik bir düzene gitmediğini gördüğü an iş işten geçmiş olacak.
Şimdiden sayıları yüz bini aşan insanın çalışma haklarının ellerinden alınarak açlıkla baş başa bırakılmak üzere kamusal alandan uzaklaştırılmalarının suç ve ceza ilişkisiyle tanımlaması mümkün değildir. Bu operasyonda tıpkı diğer tüm operasyonlar gibi farklılıkların tümden arındırılmasıyla ilgili olup gelecek rejimsel dönüşümün alt yapısını oluşturan stratejik kararlardır.
İçeride durum bu aşamada iken sınır ötesinde Suriye’ de Rakka, Irak’ta Musul operasyonlarının başlamış olması Ortadoğu ve yakın coğrafyamızda daha çok oluk oluk kan akacağını göstermektedir.
Bütün bunlar yetmemiş gibi dünyada ve bölgemizde yaşanan gerilimleri kat be kat artıracağı şimdiden belli ABD Başkanlık seçim sonucu gerçekleşti.
Bu gün ülkemizde Herkesi döve döve gelen demokrasi ve insan haklarıyla pek işi olmayan Trump ‘ın Başkan olması bölgede ve dünya da barış ve demokrasiye dair beklentileri daha uzun süre sadece beklenti olarak bırakacak gibi görünüyor.
Servetakbudak.com