ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

Orta çağ dediğimiz feodal süreçte vatan diye bir kavram yoktu. Çünkü orta çağda imparatorluk vardı. İmparatorların ideolojisi ise imparatorun dini veya mezhebi idi. Devleti kendi dini inançları etrafında şekillendirerek yönetirdi.

Orta çağda vatan yerine ümmet kavram olarak geçerliydi. Çünkü ümmet devletleri veya imparatorluklar çok ulusluydu.

Vatan kavram olarak milliyetçi kavramdı ve 1789 Fransız burjuva devrimi ile kendini ifade edebildi.1789 Fransız burjuva devrimi imparatorlukları parçalayarak ümmetten ulusu yarattı. Başka bir deyişle din yerine ulusu koydu.

1789 Fransız burjuva devrimi süreç içinde bütün kıta Avrupa’ya yayıldı ve kıta Avrupa demokratik Devrim Sürecini tamamladı ve burjuva demokrasisini yakalayabildi.

Vatan kavramı ile burjuvazi kendine bir sınır çizdi, bu sınırı kendine pazar olarak gördü. Vatan kavramını kutsayarak başkalarının bu pazara girmesini engelledi. İşte biz bu sürece milli burjuva süreci diyoruz. Milli burjuvazi, yabancı sermayenin bu pazara girmesini engelleme sürecidir. 

Ümmetçi Katoliklerin elinde devleti ele geçiren milli burjuvalar, onlara karşı savaş açmış ve ümmetçi Katolikleri ile kesin bir hesaplaşmaya girmiş, onu mağlup etmiştir.

Vatan kavramı 1789 Fransız devrimi ile kendisini ifade etmiştir. Feodal din anlayışının karşısındadır ve milliyetçidir.

Bizim de içinde olduğumuz Osmanlı İmparatorluğu, yukarıda anlattığımız sürecin dışında kalmaya çalışmıştı. Çünkü Osmanlı çok uluslu bir devletti. Milliyetçilik, Osmanlı devleti için çok tehlikeli olabilirdi. Çünkü Osmanlı bağrında tam 36 tane millet vardı.

Bizdeki vatan kavramı Osmanlının son yıllarında tartışılmaya başlandı. Bu kavramı en çok Turancılar tartışmaya açtı. Balkanlar elde çıktıktan sonra Osmanlılar Arapları elde tutmak için Panislamizm diye bir kavram geliştirdiler. Osmanlı Entelektüeli ise Arapların er veya geç bizde kopacaklarını söylediler ve Türklerin birliğini savundular. Buna da Pantürkizm veya Turancılık denildi.

Hicaz cephesinde, Mekke Şerifi Hüseyin’in İngilizlerle işbirliği yapması ve oradaki Müslüman Osmanlı askerlerini imha etmesinden sonra Panislamizm bir daha tartışılmadı. Çünkü bu süreç sona ermişti.

Turancılık ise,Enver Paşanın Sarıkamış macerasından sonra   bir daha tartışılmadı.Her iki akım da tutmamıştı.

Kurtuluş savaşı sürecini Kuvveyi Milliye, yani milli kuvvetler başlattı. Milli kuvvetler, İtaat ve Terakki Fırkası sürecinde geliyorlardı. Bu kuvvetler dini değil, milli bir devlet kurmak istiyorlardı. Bu milli kuvvetlere karşı, dini kuvvetler devreye sokuldu. Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi bunlarla savaşmanın kutsal olduğuna dair fetvalar yayınladı. Bu fetvalardan sonra milli kuvvetlere karşı ayaklanmalar başladı. Daha sonra Kuvveyi Milliye başarılı oldu ve Lozan anlaşması ile kendine bir vatan toprağı sınırı çizdi.

Şimdi ise her önüne gelen, rakibini Vatan Hainliği ile suçluyor. Vatan toprak bütünlüğü ve onun sembolü olan bayraktır. O vatanının kurucu değerleridir. O vatanın kurucu değerlerini yok ederseniz geriye bir şey kalmaz. Vatan siyasi bir partinin içine sığmaz. Sığdırmaya çalışırsanız da vatanı darmadağınık edersiniz. Vatan dinsel değil ulusal bir yorumdur.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.